Taksim'e cami inşa edilmesine dair bu kaçıncı makalemizdir, saymadım. 1980'lerin ortalarında Taksim'e cami yapılması fikri, bizim teklifimizle Türkiye gazetesi tarafından tam sayfa haber yapılarak ortaya atılmış, haberler, uzun zamanlar aynı ısrarla devam etmişti. Sonraki araştırmalarımızdan öğrendik ki 1952'de "Taksim Camiî Yaptırma ve Yaşatma Derneği" diye bir dernek de kurulmuş. Derneğin akıbeti ne olmuştur bilmiyoruz. Bilinen bir şey var ki o insanlar, emellerine kavuşamamışlar. Dış dünyadaki Hıristiyan taassubu, Taksim'de bir camiîn yükselmesini Bizans'ın asıl düşüşü olarak görür. Bölgedeki kiliseleri gölgede bırakacak bir cami istemiyorlar. Sadece onlar da değil, yabancılaşmış zihniyet sahipleri de Taksim Camiîne tam bir asabiyetle karşılar... Ama çırpınışlar, hırçınlıklar, baltalamalar boşa çıktı. O derneğin rüyası, o haber ve makalelerimizin niyeti gerçek olma yolunda. Zulmet aydınlığa dönmüştür. Şimdi bir ezan şafağındayız. Çamlıca Ulu Camiî gibi Taksim Ulu Camiî de yapılacak. Artık engeller, engellemeler, anlayışsızlıklar aşılmıştır. Ne var ki bu defa da biblo gibi bir mabedden söz edilmekte. Bu sözle estetik olgunluğun kasdedildiğini anlıyoruz. Şu var ki cami, minyatür dekoratif varlık değildir. Vatandaşı sokakta hasır üstünde bırakacak bir cami, gayenin tahakkukuna manidir. Camilerimiz, zaten dışıyla-içiyle, mihrabıyla-minberiyle, minaresiyle, şadırvanıyla hattı ve tezhibiyle medeniyetimizin estetik yıldızlarıdır. Bizim mabedlerimizde vezinli bir güzellik hakimdir. Cami, maddenin mânâlaşmasıdır. Bununla birlikte asıl gaye göz ardı edilemez, cami, namaz kılmak için yapılır. Ebadı her ne olursa olsun estetik disiplininden de taviz verilmez. Emevi, Abbasi, Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde estetiği bozuk bir tek cami bile gösterilemez. Çünkü medeniyetler çatışması adına olmasa da medeniyetler rekabeti adına cami, şekil ve ruhuyla diğer dinler mabedlerini aşan tecellide olmaktadır. Zarafet yetmezliği cumhuriyet dönemi camilerinde müşahede edilir. Bu da sahipsizlikten, para toplanarak parça-bölük iş yaptırılma ayıbından ileri gelmiştir. Şehir dönüşümleri yaşanırken cami dönüşümleri de mümkündür. Taksim Ulu Camiî, ismi gibi ulu olmalı, bulunduğu yerden Yavuzselim, Fatih, Süleymaniye, Ayasofya ve Çamlıca Camilerini selamlayabilmelidir. Sular İdaresi arkasında Kasımpaşa Sular İdaresine verilmiş otopark, batıya doğru istimlak edilerek buraya muhteşem bir cami yapılması tarihî hizmet olacaktır. Taksim'e cami yapılması ihtiyaçtır. Şişli'den Galatasaray'a kadar cami yoktur.