Adalet Bakanı Cemil Çiçek, "vah vah başınız sağolsun" yollu taziye mesajı gönderenlere -mealen- şöyle dedi: -Bize taziye mesajı yollamayın, teröre karşı işbirliği yapın, bize zarar veren teröristler ülkelerinizde elini kolunu sallayarak gezerken sizin kalkıp taziye mesajı yollamanız timsahın gözyaşları olur, unutmayınız ki terör, çağın vebasıdır, bugün bize yarın size. Yüreği yanık Türkiye'nin hükümet sözcüsüyle kınadığı bu memleketler hangileridir? Onları tek tek sıralamaya gerek yok. İskandinav devletleri, batı Avrupa devletleri, komşularımız, Orta Doğu devletleri. Bunlardan bazıları suça ortaklığı dün işlemişti, bazıları bugün de devam ediyor. Hükümetlerimizin terörist olarak ilan ettiklerini bu devletler özgürlük savaşçısı kabul ediyorlar. Böyle lanse ettiklerinin arasında Kürtçü de var, İslamcı da. Hatta zaman zaman Onun için protokol gereği tabut başındaki ülkenin siyasi erkânının eline timsahın gözyaşlarıyla lekelenmiş o taziye mesajlarını tutuşturmanın bir değeri yok. Sayın Çiçek'in dediği gibi "terör, çağın vebasıdır". Fakat, aynı zamanda belası. Vebanın klasik kültürümüzdeki adı "taun". İslamiyet'in buna dair koyduğu kural şu. Bir yerde taun hastalığı baş göstermişse oraya giriş çıkış yapılmayarak karantina yaşanır. Veba, şiddetli derecede saridir, kırıp götürür. Son 35 yılda 35 bin vatandaşını terör canavarına kaptırmış bir memleketiz. Terör, aynı zamanda beladır. Bir ülke, yakasını kaptırdı mı kolay kolay kurtulamaz.. Peki suçlu kim? Suçlu, geri kalmış ülkelerde kin ve nefret tohumlarını büyütüp çınarlaştıran kapitalist batı sistemi. Faili başka yerde aramayınız. Suçlu, sömürgecilikle adaletsizliğe yol açanlar. Diğer suçlu ise eksiğini bir türlü görmeyen iç sistemler. İstanbul'daki saldırılar bizim, "İslamcılıkla İslamiyet'in alakası olmadığı gibi laiklikle laikçiliğin de alâkası yoktur" dememizden hemen sonra meydana geldi. Olaydan sonra bir iki tetikçinin varlığının tesbit edilmiş olması bütün doğruları ortaya koymaz. Bunlar muhtemelen beyni yıkanmış İslamcılardır. Esas fail ise arka plandaki gizli servisler. El Kaide ismi şaşırtmak için ortaya atılıyor. Kendi canının derdindeki bir örgüt bu çapta, işleri zor çıkartır. İstanbul'daki terörün iç yüzü, en erken 5 yıl sonra yazılacak kitaplarda okunabilir. Bugünküler hep anlık, günlük değerlendirmeler, çoğu da yarın yalanlanır veya mahkemede aksi sabit olur.. Topyekun kapitalist batı dünyası bencil zihniyetiyle doğuda terörü büyüttü. İslam ülkelerinde ise İslamiyet'in sadece adı kaldığından meydanı kendisine "İslamcı" denen fakat İslamiyet cahili kimseler doldurdu. Dışları sof, içleri kof bu adamlardan tetikçi de olur, her şey de. Onlarla tribün teröristinin farkı yok. Hayali düşmanlar düşünüp saldırırlar. Tabiî onları bazıları tahrik eder, kullanır. Devlet, tertemiz İslamiyet'i bu ülkenin çocuklarına öğretseydi, şimdi böylesi intihar saldırganları, tetikçiler, yatakçılar vs. çıkar mıydı?