Terörist saldırının zamanlaması dikkat çekicidir. Ergenekon iddianamesinin mahkemece kabulünün hemen ardından ve kapatma davasının başlayacağı sabahın gecesinde... Akla ilk ânda Ergenekoncular mı yaptı? Diye bir soru geldi. Fakat yine ilk andan itibaren PKK ağırlık kazandı. Sınır ötesi operasyonlara karşı intikam eylemi olabilir. Kim yaparsa yapsın şu gerçekler değişmez. Soysuz saldırı işinde-gücünde olan sivil halka karşı yapılmıştır. Fail hangi zalim örgütse yaşadığını, yılmayacağını kendine has kanlı bir yolla duyurmaktadır. Buna rağmen 2455 sayfalık iddianamedeki şaşırtıcı iddialar ve son olarak savcı Zekeriya Öz'ün "Ergenekon, AK Partiyi kapatma davası açılması için baskı yaptı" demesi neyin nerede, kimin kimle, neyin hangi sebeple ve ne için olduğu gibi bir muamma heyulasıyla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Eğer dünkü söylemle ifade etmek lazımsa "komünist-faşist-Kürtçü ve dış güçler iş birliği" Ergenekon dâvasının hülasasıdır. İblisce planlarla ne lazımsa yapmışlar. Hedef dikta düzeni. Biri, diğerini kullanmış. Artık bütün ezberler bozulmuştur. Onun için bu mel'un eylemde aktör PKK mı, başkası mı? Şu ân için kesin konuşulamaz. Sonuçta kim yaparsa yapmış olsun. 20 civarında ölü ve onlarca yaralı var. Bu kadar aileye ateş düştü. 70 milyonun ağzının tadı kaçtı. Hadise duyulur duyulmaz, bakanların vak'a mahallinde olması memnuniyet verici olmuştur. Ardından ana muhalefet lideri ve başbakanın sabotajın olduğu Menderes Caddesine gitmeleri daha da memnuniyet vericidir. Ondan da memnuniyet verici olansa sayın Baykal ve sayın Erdoğan'ın aynı dili konuşmalarıdır. Kan üzerinden siyaset yapılamayacağı, milli bir ortak çizgide buluşmak gerektiği, vatandaşların tek yumruk olmalarının şart olduğunu söylediler... Deniz Baykal bir de teklifte bulundu. -Vatandaş, terörü lanetleyen bir milli tepki yürüyüşü yapsın. Vatandaş, bir sessiz çığlık olmalı. Teklife "ortada olmayan hayali bir düşmana karşı ne yürüyüşü yapılacak" şeklinde itiraz gelebilir. Fakat öyle değil terör var ve uzun yıllardır yakamızdan düşmemekte. Canımızı, malımızı, istikbalimizi alıp alıp götürmekte. Yuvalar sönmekte. Gözyaşları sel olmakta. Birlik, beraberlik, kardeşlik günüdür. Milli tepki koymak, canavar sürüsünü yenmek için önemli bir davranıştır. Teröre Karşı Milli Tepki Yürüyüşünü, bütün partiler, sendikalar, üniversiteler ve STK'lar ortaklaşa yapsınlar. Her vilayetten belli sayıda temsilci olsun. Türk bayrağı dışında hiçbir işaret taşınmasın. O gün manşetler ortak atılsın. Ve bu yürüyüş, sadece iki yerde şahlansın: Çanakkale'de ve Sarıkamış'ta. Şehitlerin, huzurunda. Yarım milyon yer üstünden yarım milyon da yer altından katılsın. Böyle bir milli çıkış, eminiz ki hem teröriste göz dağı olacak ve hem de kapatma ve Ergenekonla doğmuş tedirginlikleri ortadan kaldıracak ve aklıselimi davet edecektir.