Kanaat önderlerinin müşterek fikri şudur. Dâvânın iktidar partisi lehine bitmesiyle hukuk, demokrasi, aklı selim, istikrar ve netice itibariyle Türkiye kazanmıştır. Bu tesbit kararın adil olduğunu ortaya koymaktadır. Hukuk devleti keyfiyetinin isbatlanmasıdır. İç moral ve dış itibar yükselmiştir. Bu müsbet manzaranın üç aktörü vardır: Tayyip Erdoğan. Anayasa Mahkemesi ve TSK. Başbakan, kan kusup kızılcık şerbeti içmişcesine dâvâ karşısında yalpalamayarak aynı tempoyla hizmetlerine devam etmiştir. Bu noktada Tayyip Erdoğan'ın inanç dünyasında, kader ve tevekkül gerçeğine işaret etmek isteriz. Bunlara inanmak, bakınız neler kazandırabiliyor. Mânevi teminat faktörü. Şu Güngören dehşetinde o mahallenin bakkalı, manavı gibi tabutların altına girmesinin hakimlere tesir etmediğini kim iddia edebilir? Bu lider duruşu ve soğukkanlı tavrıyla Tayyip Bey teşekkürü fazlasıyla hak etmiştir. Anayasa Mahkemesi, nemelazımcı bir hukuk taassubuna düşmeden ülke istikrarını bozmamayı dikkate alarak kararı bir ân evvel çıkartmak için yüksek gayret sarf etmiştir. Üyeler, kendilerini tayin edenlerin değil milletin hakimleri olduklarını göstermişlerdir. Reis Haşim Kılıç'ın kararı açıklamadan evvel yaptığı konuşma, dikkate alınması gereken samimi bir ikazdır. Anayasa Mahkemesi de teşekkürü hak etmiştir. Üçüncü teşekkür Türk Silahlı Kuvvetlerine. TSK muhakemenin hiçbir safhasında en ufak bir şekilde müdahil olmamıştır. Komutanlar, muhabirlerin konuya dair ısrarlı suallerini bile cavapsız bırakmışlardı. Bu üslup, askerin siyasete, yargıya ve gündelik olaylara karışmaması demokratik olgunluğa katkı sağlaması anlamında yeni bir tutumdur. Bu itibarla TSK'ya da teşekkür edilmelidir. Eskiden olsa iki yarbay mahkemeye gidip hakimlerin çaylarını içer çatık kaşla da mesajlarını verirlerdi. Halbuki TSK hem eski mensubu Ergenekon sanıklarını kendi eliyle teslim etmiş ve hem de yetki dairesinin dışına çıkmamıştır. Bunları şundan yazıyoruz: Gözlerinizi kapayarak bir ân için aksini düşününüz. AK parti kapatılmış. Yasaklar gelmiş. Ortalık karmakarışık. Bir talan sonrası manzara. Kaos, istikrarsızlık almış başını gidiyor. Bunlar ve daha onlarca kötü duruma düşmedik. Onun için aklı selim galip geldi. Türkiye'nin yolu açıldı. Çok güzel günler ümit etmekteyiz. Bu sebeple bu neticeyi sağlayanlar teşekkürü hak etmişlerdir. Artık yeni bir sayfa açılmalıdır. Sayın Erdoğan, herhalde derin bir iç muhasebe yapacaktır. "Dâvâ neden açıldı, tekrarından nasıl kurtuluruz?" Bu yüzden uzlaşma esas alınacak, diyalog ihmal edilmeyecektir. Bundan böyle genel başkan partisini merkezin tam ortasına taşıyacaktır. Şüpheleri silmek değil, kazımak hedefi olacaktır. Kabinede değişiklik olur mu? Fazla sayıda olmasa da olabilir. Asıl değişiklik mahalli seçimlerden sonra gelecektir. Mahalli seçimlerdeyse çok seçici olacaktır. Sürprizler yaşanabilir. Onun için küskünlere de hazır olmalı. Mahalli seçimlerden sonra mutabakat üzerine kurulu sivil bir anayasa ise en zaruri ihtiyaçtır. Haşim Kılıç'ın "bu defa kurtardık ama bir sonrasına karışmam" dediği her halde okunmuştur.