Tesettürde estetik

A -
A +

Baş örtüsü topyekûn tesettürün, örtünmenin bir parçası. Baş örtüsü 15 asır, hatta ondan da evvel var olmasına rağmen bizde son 40 yılımızı meşgul eden bir problem haline geldi. Ancak bu problem, vatandaşla vatandaş arasında değil, idare ile vatandaş arasında. Bir de baş örtüsüne düşmanca tavır takınan bir küçük marjinal zümre var. İdare dediğimiz yönetici zümre de yine bir küçük grup ve onlar da marjinal. Ve ne yazık ki bu "onlar" daha ziyade üniversite patronları. Evet bir kısım ilimsiz ve sığ rektörler, üniversiteleri milletin değil de kendi malları gibi telakki ederek buralarda layüsel bir şekilde acınası hallerdeydiler. Bazıları bu hallerini devam ettirmek için tiyatro yapmaya devam etmekteler. Sivillerin marjinalleri ise beyaz Türk vs. değil, onlar yoz Türkler. Bu milletin değerleriyle alakası kalmamış bir avuç laikçi. Bu tablo malum. Işık tuttuğumuz bu manzaradan haberdarsınız. Seyretmekten de bıktınız. Üniversite patronlarıyla yoz Türkler bu ülkeye, bu ülke insanına, bu ülke çocuklarına çok zarar verdiler. Bir de bunun diğer tarafında duranlar var. Bunlar da tesettürde yozlaşmış olanlar. Mesele o noktaya geldi ki... Tesettürle, baş örtüsüyle türbanı ayırmak bir zaruret haline dönüştü. Tesettür ilahi emrin gereğidir. Orada ne ideoloji vardır, ne gösteriş. Kendini bilen hanımlar bu emri ifaya çalışırlar. Fakat türban bundan sapma oldu. Türbanlı tesettürlüden ayrıldı. Bunun temel sebebi 28 Şubat dayatması ve tüccarlardır. 28 Şubat bir tepki hareketi. Öyle olunca kendi mukabilini çıkardı. Kapitalizm-komünizm münasebeti gibi. Meydanı birtakım yetersiz esnaf takımı doldurdu. Sözde estetik arayışlara girdiler. Defileler düzenlediler. Moda uydurdular. Örtünme çığırından çıktı. Fikir palanında hayli tartışmalar cereyan ederken bir de baktık ki birileri tesettürü ranta çevirerek zincir mağazalar sahibi olmuş, almış başını gitmiş... İşte onların getirdiği tesettür, o ilahi emrin uygulanma biçimini yozlaştırdı. Başa bezler dolandı. O kadar. Göğüsler... Kalçalar.. Şuh bir dişiden daha felaket gösterişlerle ortalara döküldü. İlişkiler yoz. Kıyafet yoz. Yürüyüş yoz. Anlayış yoz. Türban bu olsa gerek. Diğeri...İffetiyle, hayâsıyla, seviyesiyle örtünen Müslüman genç kız, Müslüman hanım. Tesettüre taraf olanın da karşı olanın da bu farka dikkat etmesi gerekir. Buna rağmen...Bir dönemin siyasi baskısı. Ve yine aynı dönemin sürüp gelen ticari sömürüsü sonucu doğan bu yozlaşma, bir gün duracak ve hatadan dönülecektir diye ümit etmekteyiz. Çünkü İslami kıymetlerden birazcık haberdar olanlar bilir ki Sevgili Peygamberimizin emirleri şudur "korkutmayın ümitlendirin, nefret ettirmeyin sevdirin." Görülüyor ki eskiden beri gelen şehirli kadının ağırbaşlı tesettür zevkini arkada bırakacak estetik örtünme zarafeti keşfedilememiştir. Kenara çekilip baktığınızda örtüye karşı çıkanların bazıları esasında bu alandaki yozlaşmadan huylanmalarına rağmen konuya yabancılıkları dolayısıyla bunu ifadede zaafa düştükleri için agresif olmaktalar. Bazıları ise zaten örtünün ö'süne, tesettürün t'sine düşmanlar. Peki nerede kaldı "nefret ettirmeyin sevdirin!" emri? 40 yıl devam eden bir mücadelenin şimdiye kadar çoktan estetiği gelişmiş olmalıydı. Onu siz geliştiremeyince boşluğu kutsal kelimeleri marka edinen fetva emini edalı tüccarlar aldı.. Mimaride şu camileri, köprüleri. Yazıda şu bakmaya doyulamayan hatları. Süslemede akla durgunluk veren tezhibi. Şiirde hayalleri kavuran mısraları ve daha neleri ve neleri ve neleri, ne güzellikleri, keşfeden, inşa eden, dallandırıp budaklandıran ve bununla bir koca coğrafyayı gergef gergef işleyerek cihana parmak ısırtan bir medeniyetin mensupları nasıl olur da bütün bu üstünlüklerin menbaı aynı imandan beslendikleri halde örtünmede dünyaya takdirle karşılanacak güzellikte numuneler armağan edemediler? Galiba kavga etmekten... Bunları düşünmeye vakit kalmadı. Kavga, çekişme, reaksiyoner üslup hep kaybettirdi. Sen... Kavga etme. Teklif et. Teklif, bir zenginliği paylaşmaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.