TSK'ya dair

A -
A +

Çocukluğumuzda askerî menkıbeler anlatılırken "rütbeleri söküldü" diye bir tabir kullanılırdı. Bu anlatılan, çocuk yaşımızda dev bir hâdise olup hayalimizi süslerdi. Seneler sonra yetişkin yaşımızda da aynı dev hadiseyi yaşadık. Bir eski kuvvet komutanının hem rütbeleri söküldü ve hem de neyi var neyi yoksa onlara el kondu. Bu hüküm, son yüz yılın en büyük hukuki kararlarından biridir. Ordu evlerine dahi girmesi yasaklandı. Karar, küçük rütbeli biri hakkında verilmedi, bunu görmeli. O bir örnek. Diğerleri de var. İddianame tartışmaları sürerken bir korgeneral mahkemeye verildi. Hemen ardı sıra Bursa'da yolsuzluğa bulaşmış bir albay tutuklandı. Türk Silahlı Kuvvetleri, şöyle bir mantık yürütebilirdi. 'Emekli bir kuvvet komutanı mahkum oldu. Muvazzaf bir kuvvet komutanı aleyhine iddianame tanzim edildi, şimdi ortada sıcak bir mesele varken bir general ve bir albay hakkında da dava açarsak müessese yıpranır, biraz bekleyelim, Büyükanıt Paşa işi sağduyu zeminine otursun, sonra gereğini yaparız'. Bu düşünce tarzız yanlış olmazdı. Ancak, TSK bunu tercih etmedi. İç bünyeye zarar verenleri, kendine çalışanları, yaşına ve rütbesine bakmadan temizlemek için adaleti devreye soktu. Keşke her kurumumuz aynı hassasiyeti gösterse. Kimse kolu kırıp yen içinde bırakmasa. "El-gün ne der" demese. Suçlar örtülmese.TSK yarım milyon nüfuslu büyük bir camia. Onlar da bu memleketin nüfus kumaşından biçilme. Dolayısıyla orada da suçlar işlenebilir, yanlışlıklar yapılabilir. İnsan olan her yerde benzerleri yaşanır. Mühim olan ânında tedbirdir. İşte ordumuzun komuta kademesi bunu yapmakta. Üstelik gelinen seviye, demokratik olgunluk adına sevindiricidir. Eskiden, mesela 5 sene evvel Yaşar Büyükanıt hakkındaki iddianın onda biri ortaya dökülseydi ekranlarda, sert sesli beyanatlar, rap rap yürüyen asker görüntülerinden geçilmezdi. Halbuki bu defa devlet çarkı ve hukuk işletilmiştir. Doğrusu da budur. Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in o sözü veciz oldu. "Ordunun ve yargının yedeği yoktur". Cihan imparatorluğumuzu kaybın ana unsurlarından biri 1826 Vak'ayi Hayriye'sidir. Ordu yedeklenmek istendi olmadı. Hemen mağlubiyetler sökün etti. 1970'ten itibaren patlak veren her sosyal, iktisadi ve siyasi problemin belli vebal yüzdesi 27 Mayıs darbesine aittir. 28 Şubat, askere de sivile de ziyan verdi. Bu sebeple Ordumuza dair herkesin çok sorumlu hareket etmesi lazım. Varlığımızın, istiklalimizin teminatı TSK'dır. Ağır yükler altında. Belki örtülü savaşlar yapıyor. Sırası düşmüşken bugüne kadar kimsenin söylemediğini de söyleyelim. Türkiye'nin bütün şiddetli propagandalara rağmen şia ve Vehhabî olmamasında, bunların ülkemizde mevzi kazanmamasında askerimizin asla azımsanmayacak bir payı vardır. İktidar, adalet, ordu muvazenesi kat'iyyen yıpratılmamalı. Dünya devleti olmamız buna bağlı. Problemlere makro planda bakan bunu düşünebilir, görebilir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.