Sade vatandaş, hep bu inançtaydı 'Turgut Özal, öldürüldü!' Vatandaşın firasetiyle gördüğü hakîkat, bugün çok gecikmiş olarak resmî evraka bağlanmış oldu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, DDK/Devlet Denetleme Kurulu'na 'Özal'ın ölüm şeklini araştırın!' Talimatını verdi. Kurul araştırmasını yaptı ve raporu yayınladı. Özü şöyle: -8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölüm şeklinin tesbitine dair doktorlar, ailesi, yargı ve devlet ricali tarafından otopsi yapılması için herhangi bir teşebbüste bulunulmaması bir akıl tutulmasıdır. -Akıl tutulması merhumun vefatından beri 19 yıldır devam etmektedir. -Vazifesi başında ölen her devlet adamının ölümü her zaman şüphelidir. -Cumhurbaşkanı Özal'ın öldürüldüğüne dair ortaya çıkan iddialar soruşturulmayarak üstünkörü bir şekilde geçiştirilmiştir. -Nasıl bir yoğun çalışma trafiğine sahip olduğu bilinen Turgut Özal için Çankaya Köşkü'nde bir sağlık ekibi ve tam donanımlı ambulans bulundurulmamış olmasının kabulü mümkün değildir. Görüldüğü gibi raporda otopsiyi ihmal eden, adliye, ailesi, doktorlar ve devrin devlet adamları suçlanmaktadır. Köşkte ambulans, doktor ve yardımcılarını bulundurmayan mes'uliyet sahipleri de suçlanmaktadır. Ölen veya can vermekte olan Cumhurbaşkanı, Gata'ya götürülürken Hacettepe'ye doğru yön değiştirme kararı verenler de aynı cümledendir. Turgut Özal, bu günlerin kapısını açan devrimci insandır. Ezberleri bozdu. Kaçakçı da düşmandı Ergenekon da. Nitekim Kartal Demirağ tarafından öldürülmek istendi. Fakat kendisi tahkikatı yarıda kestirdi. 'Üstüne fazla gitmeyin' dedi. Kuzey Irak ve Kuzey Kıbrıs'ı ilhak ederek yeni bir yapılanmaya gidelim gibi tezleri vardı. Türkistan gezisi çok yorucu geçmişti. Oralarda yabancı istihbaratın zehirlemesi de burada Ergenekonun intikamı da olabilir. Veya tahmin edilmedik bir durum vardır. Şu var ki Turgut Özal'ın bir tertiple öldürüldüğü artık kat'i gibidir. Herhalde bu rapordan sonra savcılık harekete geçerek şüpheli herkesin ifadesini alacaktır. Ama Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Özal'ın zehirlenerek öldürüldüğüne dair verilecek hükmün tesbitten öte bir manası olmaz. Aslolan katillerin kim veya kimler odluğunu ortaya çıkartmaktır. Bu yapılmadıktan sonra kararın ne kıymeti olabilir? Vatandaş zaten engin sezgi gücüyle "sivil, dindar ve demokrat" Cumhurbaşkanının öldürüldüğüne adı gibi inanmakta. Turgut Özal merhumun siyasete girdiği ilk günden, yaptığı reformlara, duyulduk duyulmadık suikastlere, seyahatlerine, aldığı tehdit ve ihbarlara varıncaya kadar 1983-1993 arası saat saat incelenmelidir. Şimdiden sonra soru şu değildir: -Turgut Özal, öldürüldü mü? Soru şudur: -Turgut Özal'ı kim öldürdü? "Kalmasın Allahım âlemde hiçbir hakîkat nihân."