Türk barışı

A -
A +

Türk ve Yunan hükümet sözcüleri, dışişleri bakanları ve konuyla alakalı konuşan herkes, aynı müşterek dili kullanıyor."Kıbrıs'ta barışa hiç bir zaman olmadığı kadar yaklaşılmıştır." Tesbit doğrudur, iki yakanın da aynı kanaati paylaşması sevindiricidir. Bölgeye kalıcı bir barışın hakim olması gerekiyor. Nitekim New York toplantısından hemen sonra Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Kuveyt'te Irak'a komşu ülkeler dışişleri bakanlarıyla bir araya geldi. Orada bir çok hayati değerde mesele ele alındı. Sonuç, yapıcı ve ümit vericidir. Bundan böyle daha sık buluşacaklar. Bu buluşma Türkiye'nin takibiyle gerçekleşmiştir. Kıbrıs çözümü, AB'ye giriş işimizi kolaylaştırıcı bir sebeptir. Ancak, Kıbrıs müzakerelerinden hemen sonra Orta Doğu ülkeleriyle bir araya gelinmiştir. Bunu Balkan, Kafkas ve Akdeniz, Orta Asya Türk devletleri toplantıları takip etmeli. Bir Karadeniz Ekonomik İşbirliği Konferansı vardı, unutulup gitti, D-8'leri hatırlayan yok. Mihver devlet Türkiye'dir. Tarihi birikime sahiptir. İnsan unsuruna sahiptir. Üstelik, şu veya bu şekilde sayılan bütün bu yerlerdedir. Türkiye, çok yönlü ve çok yanlı bir devlet. Akdeniz, Balkan, Ortadoğu, Kafkas hatta Orta Asya ülkesi olmasına kimsenin itiraz ettiği yok. Halbuki Türkiye aynı zamanda bir Avrupa memleketi. İşte o teslim edilmiyor. Ankara, onun tescili derdinde, verilmek istenmeyen bir hakkı alma peşinde. Uzun süreden beri ilk defa dört bir yanımızdaki insanlarla el sıkışıyoruz. Artık bölgemizden başlayarak dünyada bir Türk barış rüzgârı esecek. Barışı yapan ve yaşatan Türkler olmalı. Tarihte de hep böyle olmuştu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.