Türk usulü çek

A -
A +

Kâğıt para, Türk ekonomisinin zayıflaması üzerine hayatımıza girmiştir. Tanzimat yıllarıdır, bu giriş muhtemelen de geçicidir. Bir dublör para olduğundan "kaime" denmiş, halk onu "kayme" yapmıştır. Cumhuriyetten sonraysa kaimeden başka bu defa çek ve bono da ödemelere dahil olmuştur. Çek, senet türevi olan bonodan daha kuvvetliydi. Yakın tarihlere kadar, karşılıksız çıkması halinde mahkumiyet verilirdi. Bonoda ödeme tarihi varken çekte ibrazında ödeme mecburidir. Fakat uygulamada çek de ödeme tarihi varmış gibi keşide günü beklenir. Türk parsının itibarı 2003'ten evvel yerlerde sürünüyor, sadece maaşlar döviz üzerinden ödenmiyordu. Özel sektörün bazı işletmelerinde maaş bile yabancı parayla verilmekteydi. Bazı kiralar da dolar veya euroya bağlanmıştı. YTL değerlendi, ancak bono itibar kazanmadı. Çek ise hapis kararının kalkmasıyla eski gücünde kalamadı. Buna rağmen kâğıt paradan sonraki en kıymetli ödeme aracımız yine de çektir. Ne var ki piyasa mecburiyetleri ticari zekâlarımıza inanılmazı yaptırtmıştır. Siz belki daha evvel duymuşsunuzdur. Biz ise Bursa'da bir iş adamından gece yarısı dinledik. Bir bakan, vekiller, başkanlar genişçe bir kalabalık, herkes kendi arasında sohbet ederken yanı başımızda oturan önemli bir iş adamı iş hayatının zorda olduğundan söz ettikten sonra bu çek kıvraklığını anlattı. Şöyle oluyormuş, a'nın b'ye verdiği bir çek var. Ama ödeme için ne yapsa olmuyor, parayı denkleştiremiyor. Bunun üzerine bankaya bir yazı yazıyor "şu tarih ve şu miktarda bir adet çek rızam hilafına tanzim edilerek elimden alınmıştır. Bankanıza ibraz edildiğinde işlem yapılmamasını rica ederim." Bunun üzerine banka, durumu lehdara bildiriyor. İş adamı dedi ki bu yazıyı görünce seviniyoruz. Çünkü o çeki keşide eden, Merkez Bankasının kara listesine girmek istemediğinden bunu yapıyor, biz onun bu yaptığını borca sadakat farz ederek memnun oluyor, namuslu insanmış diye düşünüyoruz. Belli ki keşide tarihinde ödeyemezse bile eline imkân geçince bunu yapacaktır, diyoruz... İşte davaların, bildirilerin ve belirsizliğin yol açtığı garip ve hileli manzara. Gerçek Türkiye manzarası piyasalardır. Gerçek gündem, çek, senet, maaş, borç ödemek veya ödeyememektir. Esnaf ve tüccar, iktidara güvendiğinden sesini çıkartmayıp sabırla beklemekte. Eğer iktidara ondan da öte Tayyip Erdoğan'a inanmasa şu şartlarda daha farklı manzaralar yaşardık. Buna rağmen döviz fırlayıp gitmiyor, borsa çökmüyor, tencere ve tavalar sokağa çıkmıyorsa bundandır. Tez elden gerçekler görülmeli. İnatlar bitmelidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.