Türkiye-Azerbaycan Diasporası I. Forumu 9 Mart '06tarihinde Bakü'de yapıldı. Bu muvaffakiyet, 7 Haziran 2006 Antalya toplantınsın hedefine varmasıdır. Milletlerin ana vatanlarından çeşitli sebeplerle uzakta yaşayan vatandaş ve soydaşları vardır. Bu insanlar, dünyanın muhtelif memleketlerine dağılmışlardır. Aynı şekilde Türkler de öz yurtlarından ötede çeşitli devletlerde yaşamaktalar. Sırf Türkiye Türkleri 5 Milyonu bulmakta. Bunun 2-3 katı da diğer ülke Türkleri vardır. Bu kitleyle yakından ilgilenmek, onları teşkilatlandırmak hem kendileri hem de topyekûn Türk milletinin menfaatinedir. Zira yurt dışındaki vatandaş ve soydaşlarımız, yaşadığı yerlerde parlamenterdir, iş adamıdır, çalışandır, akademisyendir vs. Orada bir nüfus teşkil etmekteler. Dolayısıyla harekete geçmeleri kamuoyu oluşturur. Lobi ve kulis faaliyetleri lehde gelişmelere sebep olur, aleyhte gidenleri tersine çevirebilir. Onun için hep düşünmüş, eski tarihlerde yazmışızdır "Dış Türkler Bakanlığı kurulsa mı acaba?" diye. Gerçi dışişleri bakanlığı var. Fakat dediğimiz bakanlığın işi yalnızca dış Türkler olacak, TİKA da ona bağlanır. Yıllardır Ermeni diasporasından şikâyet etmekteyiz. Bir ufak memleketin bir avuç taraftarı zaman zaman Türkleri zora sokacak neticelere imza atmaktalar. Bunun karşısında hep müdafaa vaziyetinde kaldık. Halbuki en iyi müdafaa taarruzdur. Onun için kendi diasporamızı kurup karşı atağı başlatmak en isabetlisiydi. Diasporanın ilk forumu Bakü'de icra edildi. Seneye ikincisi İstanbul veya Ankara'da, üçüncüsü Lefkoşe'de yapılmalı. Bu münasebetle gördük ki dış dünyada çok dinamik bir Türk nüfus var. Bu nüfus, en kuzeyden en güneye yer kürenin her tarafına yayılmış vaziyette. Bunlardan Azeri Türklerinin yüreği yanık. Çünkü Dağlık Karabağ'ı işgal altında, Azerbaycan'ın beşte biri istila edilmiş. Bu elem verici durum Kıbrıs ve Kerkük kadar bizim derdimizdir. Azerbaycan Türkü'nün bütün ümitler Türkiye'de, Ankara'ya güveniyor, Türk ordusuyla heyecanlanıyor. Azerbaycan'daki Türkiye muhabbeti ancak yaşanarak anlaşılır. Diaspora da aynı heyecan içinde. Merhum Haydar Aliyev, "biz, iki devlet, tek milletiz" diye çok veciz bir tarif yapmış. Bugün "biz, tek millet tek devletiz" dense erken mi konuşulmuş olur? Aynı gün büyükelçiliğimiz, adımıza layık bir sefaret binasına nakletti. Yapılan merasimde başbakan Erdoğan'la cumhurbaşkanı Aliyev'in Cumhurbaşkanı Talat da hazır olduğu halde Türk bayrağını birlikte göndere çekmeleri görülecek manzaraydı. Bayrak direği ve bayrak Fatih Sultan Mehmed Köprüsü'nün çıkışındakinin eşidir. Global dünyada milletler kendi parçalarına daha kolay sahip çıkabilirler. Onun için bu güzel başlangıç tekâmül ederek devam etmeli. Zamanla diğer Türk Cumhuriyetlerini de içine almalıdır. Böylece ismi Türk diasporası olur. O zaman dünya parlamentolarında kolaya kolay Türk milletinin menfaatlerine zarar verebilecek bir karar çıkamaz. Buna tereddütsüz inanmak ve ona göre çalışmak lazım. Forumda her Türk Cumhuriyetinden değişik kademelerde temsilciler kendi lehçeleriyle konuştu, hepimiz anladık. Bir kere daha dile getirelim ki Türk dünyasının acilen ifa etmesi gereken temel vazifelerden biri İstanbul Türkçesi'ni müşterek dil olarak kullanmaktır. Alfabe birliği neredeyse tamam. Dil birliği ise biraz daha zaman alacak gibi. ... Bu vesileyle şu "diaspora" kelimesi üzerinde de biraz durmalı. Kelime, İtalyanca. TDK "karşılığında "kopuntu" demiş. "Türk Kopuntusu" diye konuşmak hakaret şeklinde anlaşılabilir. Mânevî kopmuşluk murat edilmiyorsa da yerinde değil. Parça, kol, taraftar gibi bir kelime kullanmak daha isabetli olacaktır. Kelimeyi değil, mânâyı tercüme etmeli. Hem "forum" hem de "diaspora"nın Türkçelerini bulmalıyız. "Türkiye-Azerbaycan Kolu I. Meclisi" denseydi nasıl olurdu?