Türkiye kıskaçta

A -
A +

Hükümetlerin iyi niyetleri yetmiyor. Muhataplarımızla aramızda zamanın derinliğinden gelen büyük sıkıntılar var. Bundan dolayı meseleler bugünden yarına çözülemeyecek. 59. Hükümeti çetin günler bekliyor. Bir gün önce Dünya Bankası Türkiye temsilcisi "yoksullar ezilecek" diye hükümete yüklendi. 2003 bütçesi Dünya Bankasını rahatsız etmiş. O yüzden Ajay Chibber hükümetin mali politikasını tenkid ediyor. Konuşmacının merkezin bilgisi olmadan ağzını açması mümkün değil. Hadi bunu iyi niyetli sayalım. Kabul edelim ki dar gelirlimiz, orta sınıf ve çiftçi kollanmak isteniyor. Ya AB'nin genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen'in sözcüsü Jean-Christophe Filori'nin dedikleri? Önceki gün Lahey'de Kofi Annan'ın planını hem Kıbrıs Rumları hem de Kıbrıs Türkleri beğenmedi. Bunun üzerine davet sahibi genel sekreter toplantıyı adeta terk etti. Belli ki ümidini kesmiştir. En dikkat çekici açıklamaysa Tayyip Erdoğan'dan geldi. Erdoğan, "Annan bizi aldattı" diyor. Dedikleri başka yazdıkları başka. Ankara'da farklı Lahey'de farklı konuştuğunu belirtmekte. Yani... Kıbrıs şu safhada kördüğüm. Çözülemez mi? Çözülür ama ne vakit olur kimse bilmez. Onun için AB'nin üçüncü dereceden bir memuru Türkiye'yi Kıbrıs'ta işgalcilikle itham etmekte. Halbuki Lahey'de Denktaş da Papadopulos da Annan'ın projesinden memnun kalmadılar. Anannan kimseyi menun edemedi. Buna rağmen AB şantaj yolunu seçmekte. Üçüncü sınıf memuru ile Türkiye'ye hakaret kabul edilecek müstakbel sıfatlar biçme hazırlığında olduklarını şimdiden duyurmakta. 16 Nisan'da Rumlarla AB tam üyelik mukavelesini imzalayacaklar. Rumlar, 2004'de tam üye... Onun için Türklerin bir ân evvel "evet" demesi istenmekte. Şu bilinmeli. Türkiye de Türkler de bu meselenin artık bitmesini, sürüncemeden kurtulmasını istiyor. Fakat... Nasıl olursa olsun mantığıyla değil. Bu noktada Türkiye'ye düşen Kıbrıs'ı her cephesiyle masaya taşımaktır. Bırakınız dünyayı Kıbrıs'ı Türkler bile tanımıyor. Taşı- toprağı demiyoruz. Tarih perspektifinden Türkiye'nin Kıbrıs'a dair haklarını. Ankara bunu hep ihmal etti. Çekingen bir politikanın varlığı oldum olası sezilmekte. En iyi müdafaa taarruzdur. Üstelik de Kıbrıs'ın tamamını AB toprağı sayıp Türkiye'yi bir AB ülkesini işgalle suçlayacaklarmış. Onun için uzanan projeyi gözü kapalı imzalamamız telkininde bulunmaktalar. Yoksa AB müzakerelerimiz de tehlikeye girermiş. Bu niyet dostça değil. Alenen ve katı bir şekilde taraf tutulmakta. Taviz koparırlarsa yarın da "Kuzey Irak'ta işgalcisiniz" diyecekler. Bir adım sonra da Anadolu'da. Hatırlarsanız yerli hayranlarından biri de seneler evvelinde "Malazgirt işgaldir" deme ahlaksızlığını göstermişti.. Türkiye şu gün itibariyle AB ve ABD kıskacında. İşler kolay değil. Devlet olmak da devlet idaresi de kolay değil. Bütün bu zorluklara rağmen 59. Hükümet bütçede de Kıbrıs'ta da Irak'ta da başarılı olmaya mecbur ve mahkum: Unutulmasın. 1000 yıldır buradayız. Her devirde farklı bir kıskaçla karşılaştık. Ama ecdat o kıskaçları kırmasını bildi. Hükümet edenler, tarihi de tarihî şahsiyetleri de iyi tanımalı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.