Türkiye'nin birliği, Avrupa Birliği'nden önce gelir". Söz, Süleyman Demirel'e ait. Bir tv programında milyonların hissiyatını vecizeleştirdi. Tesbit, uçup gitmemeliydi. Türkiye'nin birliği, en öncelikli meselemizdir. Böyle düşünmek, AB'ye karşı olmak değil, "her ne olursa olsun, nasıl olursa olsun da AB olsun" hatasını reddetmektir. AB, bizim için Türkiye'nin küçülmesi değil, büyümesi projesi olmalı. 45 yıl bekletilmemizin arkasında 3 sebep bulunuyor. İslamiyet, tarih ve Türkiye'nin büyüklüğü. Bu tarafımızdan hep ürktüler. Arada-sırada işitilir, bazı Avrupalılar, kendilerinin de inanmadıkları bir iddiaya sarılırlar, "Türkler, hiçbir zaman Avrupalı olmadı!..." Bu asılsız iddiayı tarihteki Avrupalı gerçeğimizi çürütmek için ileri sürmekteler. Diğer ikisine, İslamiyet ve büyük ülke meselesine gelince. Türkiye'deki Müslümanları Alevilik unsuru ile bölmek istemekteler. Marjinal Avrupalılarla onların içerdeki hoparlörleri Alevileri azınlık olarak gösterme gayretinde. Bundan dolayı da Aleviliği ayrı bir din şeklinde takdim peşindeler. Alevi vatandaşlarımız, azınlık iddiasını şiddetle reddediyorlar. Ancak, hoparlör durumundaki kimseler zaman zaman ortaya çıkıp "neden Alevi köylere cami yapılıyor, neden Alevi çocuklara din dersi öğretiliyor?" gibi tutarsız laflar etmekteler. Küçültme niyetinin diğer unsuru ise 23 milyon km2'den gide gide bir avuç kalmış vatanı bölme sinsiliği. Onu da Kürt unsurunu kullanarak hayata geçirme hülyasındalar. Bu projeye de içerden destek olanlar çıkmakta. Aynı azınlık iddiası. Kürtleri azınlık göstermek istiyorlar. Kürtçülük peşindeki bazı marjinal Kürtler buna taraftar olsa da kahir ekseriyet muhaliftir. Kürt asıllı Türkler de bu memleketin has evlatları. Eğer Kürt azınlıksa, Laz azınlıksa, Çerkez azınlıksa, Türkmen azınlıksa... çoğunluk kim? Zaten, soy, boy, kavim, aşiret, oba oymaklarla Türk milleti meydana geliyor. Varmak istedikleri şu tez, "tarihte Avrupalı olmadılar, dinleri İslamiyet'ten ibaret değil, şu kadar da Alevi dininden olanlar var. Türkiye yekpâre değil, bir de Kürdistan bulunuyor." Son derecede uyanık olmak lazım. AB'ye gireceğiz fakat başkası olarak değil, kendimiz kalarak. AB'ye gireceğiz fakat Türkiye'nin birliğini Avrupa Birliği'nden önde tutarak. AB'ye gireceğiz, fakat kaybetmek için değil kazanmak için. Sevr hayalperestliği ile Büyük Türkiye sevdası karşı karşıya... *** Yemen ah Yemen Kitap şeklindeki her deste kâğıt eser değildir. Belki herkes kitap yazabilir ama herkes eser veremez. Eser vermek büyük yorgunluklar, sabır ve zaman ister. Mehmet Niyazi Bey eser vermeyi hedef almış bir yazarımız. Tarihi hamaset yapmadan roman üslubuyla bugüne taşımakta. Allah kendisinden razı olsun. Eğer Yemen'i yazmasaydı kim ne zaman kaleme alırdı meçhul. Yemen, sisler gerisinde kalmıştı. Okuyan dünün aynasında bugünü daha rahat kavrayacak. Yemen'le bir dramımızı yaşayacaksınız. "Ötüken Neşriyat"tan çıktı...