Türkiye'nin işgal görmüş başka illeri de dava açabilir

A -
A +

Hatay'ın İskenderun ilçesinden tarih öğretmeni Yavuz Menderes Canpolat ve edebiyat öğretmeni Osman Özay'ın Fransa aleyhine birer milyar avroluk maddi ve mânevi tazminat dâvâsı açtıkları gündemden düşmemeli, hafızalarda tam yer etmeli. 29 Ekim 2005'te AİHM'e sunulan dâvâ dilekçesindeki gerekçe şudur: -12 Kasım1918 Tarihli Mondros ateşkes andlaşmasının imzalanmasından yalnızca 13 gün sonra Hatay, Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. 20 yıl süren bu işgal sırasında şehrimiz yer altı ve yer üstü servetiyle sömürülmek suretiyle imkânlarımız Fransa'nın menfaatine kullanılmıştır. Bu sebeple bölge halkı ekonomik olarak geri kalmıştır. Ayrıca insanlar katledilmiş, Dörtyol, Kırıkhan, Altınözü gibi ilçeler yakılmıştır... Böyle bir dâvânın şimdiye kadar düşünülmemesine esef etmeli. AİHM dâvâyı usul bakımından kabul etmiş. Bundan sonra esasa dair görüşme olacaktır. İşgale uğrayan yalnızca Hatay, İskenderun, Kırıkhan da değil. Adana, Maraş, Antalya, Urfa, Antep, Kars, Erzurum, İzmir, Yalova, İstanbul vs. vs. işgalciler de sadece Fransızlardan ibaret değil. İngilizler, Ruslar, Yunanlılar, İtalyanlar, "bütün akvamı beşer". İşgal edilen yerlerde ev-bark, mal-mülk ve hayatlar mahvedildi. İnanılmaz zulümler ve kıtaller işlendi, servetler çalındı. İşgal devletleri bunu bir tek İstanbul'da, Hatay'da, bugünkü Anadolu'da yapmadılar. İmparatorluğun o zaman vilayetimiz olan birçok şehrinde tekrarladılar. Şam, Halep, Beyrut, Trablusgarp, Batum, Cezayir gibi yerlerde korkunç işler yaşandı. Bu sebeple bir Fransız yazarı Georges-Marc Beanamou, Cezayir'de yapılanları "Bir Fransız Yalanı" ismiyle kitaplaştırmaktan kendini alamadı. İşgalciler zulümleri yaparken de Ermeni ve Rum gibi azınlıklar kullanıldı. Buna rağmen mazlum bir millet olarak biz susmaktayız. Ama sustukça üstümüze geliyorlar. Fransa'nın, İskenderun, Beyrut, Şam, Maraş'ta ne işi var, Cezayirli ne yapmıştı? Hal böyle iken Ermenileri kışkırttılar. Paris'te güya soykırım heykelleri dikildi. Ermeni taşkınlarına destek verdiler. O halde Fransa bu dâvâyı hak etmiştir. O iki öğretmen tebrike layıklar. Tarihi kurcalayarak düşmanlık çıkartmak gibi bir teklifimiz yok. Ancak, en iyi müdafaanın taarruz olduğundan da haberdarız. Bize düşmanlık yapana yardımcı olan o düşmanlığa ortak olmuş olur. Dün Anadolu'yu işgal ederken yakıp-yıkan, talan eden insan ve hayvan öldüren hangi devletler idiyse onlar malumumuzdur. Bu devletlerden Ermeni meselesi şu-bu diyerek kim üstümüze gelirse vatandaşlarımız o devlete karşı dâvâ açabilmelidir. Her işgal görmüş vilayetin, kasabanın, köyün buna hakkı var. İki tane Rum Kıbrıs'ta dâvâ açabiliyorsa siz niçin aynı imkânı kullanmayacaksınız? Rumların Kıbrıs'ta yaşadıklarıyla Türklerin İzmir ve çevresinde çektikleri mukayese edilebilir mi? Hep dâvâlı, hep hesap veren.. Hep boynu bükük... Hep tazminat ödeyen biz olmayalım...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.