İddia tüyler ürpertici, dünya medyasından hükümetlere, onlardan Avrupa Konseyine kadar yayılan bu iddiaya göre CIA, 11 Eylül 2001'den sonra Romanya, Almanya, Kosova, Ürdün, Azerbaycan, Kanada gibi bazı memleketlerde gizli hapishaneler kurmuştur. Mevzubahis teşkilat, 7 ayrı paravan uçak şirketi faaliyete geçirerek bu şirketlerde toplam olarak 33 uçak uçurmaktadır. Ortaya çıkmaya başlayan belgelere göre Amerikan gizli servisi, Orta Doğu, Avrupa veya başka ülkelerde şüphelendikleri kimseleri kaçırıyor. Kaçırılan bu kişiler, paravan şirketlere bağlı uçaklarla ya değişik ülkelerde kurulmuş CIA kamplarına veya işkencenin serbest olduğu devletlere götürülmektedir. Kaçırılmış mağdurlar, en nihayet şüpheli sayılabilir. Buna rağmen vatandaşı olduğu, yahut yaşadığı memleketin polisiyle mahkemenin haberi yoktur. Kaçırılıyor ve işkence sorgularından geçiriliyor. Bu kimseler kaç yıl geçerse geçsin hakim önüne çıkartılmamaktadır. Bazı gazeteciler, Kosova'da küçük bir Guantanemo sayılabilecek bir yeri görmeyi başarmışlardır. Bazı basın mensupları ise o kamp hapishane veya işkence yerlerinde tutulmuş 2-3 kişiyi bularak konuşturabilmişlerdir. Buralara düşenler daha sonra asla bilgi veremiyorlar. Hadise, tüyler ürpertmekten de öte korkunçtur. Çünkü insanların kaçırılıp kendi ülkelerinde işkence edildiğini ülkeler bilmemektedir. Almanya konuya dair Washington'dan bilgi istemiştir. Avrupa Konseyi, hadiseye el koydu. Bu konsey şimdi uzay fotoğraflarıyla delil toplamakta. Bu arada sonuncusu bu ay içinde olmak üzere Türk hava limanlarının da iki kere kullanıldığı dile getirildiği haber yapılmaktadır. İkincide şüpheli uçak teknik izin isteyerek Kurtköy Havalimanına inmiş fakat burada birkaç saat değil, bir buçuk gün kadar kalmıştır. İşkence uçağı daha sonra bu zulmün serbest olduğu ileri sürülen Mısır'a gitmiş. Eylem, dünyayı karıştıracak, devletleri hükümetleri zora sokacak bir hukuk tanımazlık, bir keyfilik örneğidir. Zira bazı devletler farkında olmadan yataklık yapmış olmaktalar. Büyük bir skandalla karşı karşıyayız. Avrupa Konseyi ve bu işe bulaştırılmış devletlerin sormaları gereken sorular şunlardır. -CIA tam olarak hangi tarihten beri adam kaçırmaktadır? -Bugüne kadar nereden kaç kişi kaçırılmıştır? -Bunlardan kaçı hayatını kaybetmiş, kaçı sakat kalmış kaçı zindandadır? -Bu işlerde kaç ajan kullanılmaktadır? -İşkence yapılan bu illegal kamplar kaç tanedir ve nerededir? -İşkenceci taşeron ülkeler hangisidir? Eğer dünyada insan hakları denen bir kavram varsa bunlar sorulur. Eğer her isteyen mafya metodlarıyla dilediği yerden şüphelendiği kimseleri kaçırırsa dünya yaşanmaz olur. O zaman mahkemelere, işkencenin yasaklandığına dair uluslararası andlaşmalara ne gerek var? Şüpheleniyorsan şikâyet edersin. Hayır ben sorgulayacağım. Bu imtiyaz var mı? Yoksa neticeyi görelim.