Tuzağa dikkat

"Düvel-i Muazzama" deyimini yeniden hafızalara kazandırmaya çalışırken mümkündür ki bazıları bunu yadırgadılar. İşte manzara! Adeta I.Dünya Harbi. Maket düşman PKK, asıl düşmansa onun arkasındakiler. Bir kere daha üzerine basa basa tekrarlayalım. Şu kısa sürede Türkiye'ye karşı ittifaklar meydana geldi, artık Arap Baharı vs. hikâye. -Rusya, Çin, Suriye. -İran, Suriye, PKK. -Suriye, PKK. Ve aslî mânevi fail BM Güvenlik Konseyi. Ve sinsi batı, güvenilmez. Garp cephesinde kim dost, kim düşman, kim stratejik müttefik, kim kaypak belirsiz. Kalkınan, büyüyen, bölgenin süper gücü olan ve kendine daha büyük hedefler çizen Türkiye, yarın elbette petrolde, elbette enerjide, elbette suda, elbette istirdat etmesi gereken haklarında, elbette dünya gidişatında konuşulması gerekeni konuşacaktı. Bu yüzden PKK'yı kullanarak Türkiye'ye zaman, imkân ve kan kaybettirme azmindeler. Bu noktada Kürtlerin çok uyanık olmaları gerekir. Kalkınan, büyüyen ve vatandaşlarına hizmetler sunan Türkiye, kendisinde yaşayan her unsurun devletidir. Kaybederse, bu kaybeden sadece Türkler değil, onlarla beraber Kürtler ve herkes kaybedecektir. Düveli muazzamanın, açık ve örtülü düşmanın hedefi Büyük Türkiye'dir. Büyük Türkiye'yi küçülttükçe, bölge kabilelere ayrıldıkça, aşiretlere oymaklara bölündükçe her kavim bir oyuncak olacaktır. O zaman petrol kuyularının varlığı garantiye alınmış olur. Sovyetler Birliği nasıl ki Türkistanı küçük küçük devletlere ayırdıysa düveli muazzama da Devleti aliyye'yi parça bölük etti. Ne var ki Türkiye, tek parti faşizmine, 27 Mayıslara, 12 Martlara, 12 Eylüllere, 28 Şubatlara rağmen yıkılmadı. Onu sanki ilahi bir kuvvet himaye etti. Şu harbe rağmen şaşılacak bir durumdur ki büyüme devam etmekte. Refah müşterek olduğu gibi felaket de kaçınılmaz olarak müşterektir. Herkes aynı gemide. Bu terör kudurganlığının bir adım sonrası iç harp kışkırmasıdır. Aman tuzağa düşülmesin. İç harp, felaketlerin felaketi olur.