TBMM Başkanı muhterem Köksal Toptan, Türk, hatta dünya siyasetinde duayen bir isimdir. Cumhurbaşkanı arayışındayken düşünülenlerden biri olmuştu. Erken yaşta politikaya girdi, darbelerden geçti, genel başkan adayı oldu. Avukattır. İtidal ve aklıselim sahibi bir şahsiyet. Şimdilerde artık devlet adamı. Dedikleri sümmettedarik şeyler değil. Köksal Toptan'ın AK Parti kapatma dâvâsıyla alakalı olarak ortaya attığı "üçüncü yol bulunmalıdır" teklifini aynen imzalıyoruz. Başkan Toptan, sözlerine dün biraz daha netlik kazandırdı "bunu derken kafamda bir şey yok, ancak Anayasa Mahkemesi, orta yolu bulabilir. Entellektüellerle hukukçular buna dair çalışmalı"... Niçin olmasın? Derdimiz Türkiye'mizin âli menfaatleri değil mi? Anayasa Mahkemesinin başında da uzun yıllarla engin tecrübe kazanmış bir başka güvenilir kişi var. Haşim Kılıç, teenniyle hareket eden, bu mevkide çok çile yaşamış, dengeli bir isim. Böylesi netameli bir berzahta fevkalade hizmetler yapacağı zannındayız... Üçüncü yol, orta yoldur. Hayr, isabet, fayda orta yoldadır. Kapatma, bir müeyyide, bir ceza ve bu suretle topluma menfaat kazandırmadır. Ancak burada ortak akıl onu göstermekte ki kapatma değil kapatmama kamu yararına olacaktır. İhtar, muayyen müddetle hazine desteğinden mahrum kılmak gibi kararlar da sonuçta cezadır. Dünyanın bu kadar sayılı devleti, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi gibi ortak kurumlar, akil adamların cümlesi düşmanımız değil. O halde herkes fikir üretmeli. Öldürmek, silmek, yok etmek kolay. Yaşatmak zordur. Bir taraftan Suudi Arabistan'a bir adi dâvâ dolayısıyla tesir etmeye çalışırken kendi içimizde bunları yaşamak sorgulanmaya muhtaç değil mi? Bu noktada açtığı işbu dâvâ ile hayli yıpranan Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'ya da görevler düşmekte. Ek mütalaalarla düzeltmeler yapabilir, mahkemenin işini kolaylaştırıcı görüşler sunabilir. Şüphesiz ki dâvâ, daha iddianamenin kabulüyle birlikte herkes için durup düşünme vesilesi oldu. Bir orta yol bulunması bugünlerimizin de yarınlarımızın da menfaatinedir. Birtakım etkin hukukçular, üstüne basa basa Türk milleti adına karar verdiklerini dile getirmekteler. Bu doğru bir işaret fakat aynı zamanda yaman çelişkidir. Vekil, asile dilediği zaman tabi. Anketler onu gösteriyor ki durdurulmak istenen siyasi iktidar, yarın seçim olsa en az 10 puan güçlenmiş olarak tekrar gelecektir. Bugüne kadar, kapatmalardan, siyasi yasaklardan ne kazandık? Sadece zamanlar öldü, demokrasi yara aldı. Hamzakoy'a gönderilen Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit ise 10 yıl dolmadan biri başbakan oldu, diğeri cumhurbaşkanı. Soğukkanlılık hepimize lazım. Bugünümüz ve istikbalimizle birlikte hepimiz aynı gemideyiz. Kapatma lafı, piyasaları üşütmeye yetti. Yarın don yapacağı görülmeli. O zaman herkes donakalır.