Uluslararası toplum

A -
A +

on dönemlerin kaypak laflarından biri de bu "uluslararası toplum" lafı. Neredeymiş bu toplum, nerede yaşarmış? Yok öyle şey. Bu bir zenginler kulübü tarifinden öte bir şey değil. Yerine göre araya kabul edilip taltif edilirsin yerine göre dışlanıp cezalandırılırsın. "Dünya ile birlikte", "uluslararası toplum"... vesaire. Bunlar ve benzerleri cilalı modern devir kandırmaları. Ya Suriye'nin yanında yer alırsınız veya uluslararası toplumun yanında. Bu toplum kelimesi bazen de "camia" oluyor. Sizin gerçek durumlarınıza aldıran yok. Tarihi gerçekleriniz, sosyal gerçekleriniz, dini gerçekleriniz, coğrafi gerçekleriniz kimsenin umurunda değil. Suriye veya Irak veya bir başka komşu ile kötü olmak bir asır boyu kötü kalmaktır. Bütün bunlar neden? Ayaklarında geri kalmışlık prangası taşıyan her millet, böylesi dayatmalarla karşı karşıyadır. Bu bir vahşi kapitalizm. Değişmeyen gerçek o ki büyük balıklar küçük balıkları yutmakta. Daha katı gerçekse şu. Siz şayet o meşhur ve malum tarifle geri kalmış bir memleketseniz dostunuzu ve düşmanınızı bile kendiniz tayin edemezsiniz. Size ödünç para veren verdiği paranın faizini alsa bile sizi kendine minnettar kılar. Vahşi kapitalizmde oyun böylece oynanmakta. Güçlüler yarınlarını düşünür. Yarınlarındaki petrol, bor, yer altı madenleri, su rezervleri ne vaziyettedir? Eğer 25 veya 50 yıl sonraları bu kaynaklar bakımından tehlike arz etmekteyse sizin başınıza gelemeyecek tehlike yoktur. Güçlüler ormana saldırır ceylanın biri karnını deşer, birini budunu yer, diğeri kemik artıklarını. Adalet, hakkaniyet, insanca yaşamak, eşitlik izafi kavramlardır. Aslına bakarsanız bu laflar da bazıları için uluslararası toplum lafı kadar sanaldır. Onlar da göz boyamak için kullanılır. İşin temelinde şu vardır. Sömüren ve sömürülen toplumlar. Birleşmiş Milletler şu bu da aslında tiyatronun parçalarından biri. Eğer BM diye bir kurum varsa bu kurum neden çifte standart taşır, neden daimi üyeler ve diğerleri vardır? Ne demek daimi üye? Bunun zıddı nedir? Geçici üye. O halde BM o birkaç daimi üyeden ibaret. G8'ler neyse daimi üyeler de o. Daimi üyenin veto ettiği hiçbir karar BM'den geçemez. Onun için İsrail bir kere olsun kınanamadı. Allah kolaylık versin, Ankara'nın işi kolay değil. Fakat mahkumiyet ve teslimiyet de olmaz. Dış politika cambazlık sanatıdır. Ankara, çok dikkatli bir şekilde hareket ederek önce bölge, sonra dünya devleti olmak zorunda. Türkiye'nin kalkınması Arap, Kürt, şu bu ile birlikte topyekûn bölgenin kalkınması olacaktır. Yoksa bu geri kalmışlık, bu borçlu hayat sürdükçe senin cumhurbaşkanının bir komşu ülkeye, bir kardeş ülkeye dünkü bir vilayetine gitmesine bir ülkenin elçisi karışabilir. Bunlar da uluslararası toplum adına yapılır. İşgallerin de bu adla yapıldığı gibi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.