ODTÜ vak'asına biraz daha yakından bakmalı: Türkiye'nin Başbakanı, Göktürk -2 Uydusunun fezaya gönderilmesini takip için bazı Bakan ve mesai arkadaşlarıyla beraber ODTÜ'ye gidecektir. Bunu haber alan ideoloji malûlü bazı aklı evvel talebe, "Başbakanı üniversiteye sokmayacağız!!!" diye kazan kaldırırlar. Başbakan Erdoğan ve ekibi gelince de dediklerini yapmaya kalkışarak onları yuhalarlar. Polis, müdahale eder. Bazı akademisyenler, isyan eden talebeye katılırlar. İddialarına nazaran polis "orantısız güç" kullanmıştır. İyi ama daha "cop ölçer" veya "bilek freni" gibi buluşlar yapılmadı. Polisin insan olduğu unutulmakta. Kalbten temenni ederdik ki ne böylesi pis bir eylem olsun ve ne de kimse coplansın. O öğretim üyelerinin kendilerini sorgulamaları gerekirdi: -Biz, nasıl talebe yetiştirmişiz? Onların coplanması evvela bizim kusurumuz, Başbakan, üniversitemize geliyor, altında imzası olan bir eseri görecek, talebemiz, onu yuhalıyor, bundan hicap duyduk! Diye üzüleceklerine hezeyanlara düştüler. O hezeyanlar, politik safsatalarla destek bulmakta. Sadece politik safsata değil, bazı oryantalist zihniyetli üniversitler de "urun söyletmen!" üslubundalar. Unutulmasın ki '70'lerde ölen 5 Bin gencin vebali daha o üniversitlerden, kanları bazı kara cübbelerden silinmedi. Başbakan, isterse komünst parti üyesi olsun. Seçildikten sonra saygı gösterilir. Emniyet güçleri de onu korumakla mükelleftir. Kaldı ki üniversite talebesi yaş olarak o Başbakandan çok küçüktür. Ayrıca o sırada üniversitede misafirdir. Haydi diyelim ki o militan talebe bu kadarını düşünecek fazilette değiller, o "alimler" de mi bu faziletten nasipszidir? Dünyanın neresinde misafir yuhalanır? Yuhalamanın gerekçesi nedir? Üniversitenin elektriği mi yok, servisi mi yok, talebe burs, akademisiyen maaş mı alamıyor, laboratuvar mı mevcut değil, çatı mı akmakta, kış günü yakıt yokluğundan mı donuyorlar, kitap mı temin edemiyorlar, dünya ile akademik yarışa girmeyi hükümet mi engellemekte? Hiç biri değil... Onlar, bazı yabancılaşmış akademisyenler tarafından zehirlenmiştir. Zehirlene zehirlene vatanlarına da onu idare eden kadrolara da düşman yapılıyorlar. '70'ler anarşi ve terörü, yine aynı mekânlarda aynı usul ve üsluplarla çıkmıştı. Bu sebeple yargı da YÖK de taviz vermemeli. Okumak ve okutmak isteyenlerle kahvehane çığırtkanlığı yapacaklar ayıklanmalı. Eli tetik tutanlarla kalem tutanlar eşit muamele görmez. 5 Bin kişi daha toprağa vermek, yeniden 70 Cente muhtaç duruma düşmek istemiyoruz. Bunlar, kalemi copa mağlup eden talihsizlerdir. Yarınlarımızı tutsak almak isteyen gurkalar.