CHP ve MHP mahalli seçimlerdeki ittifaklarından sonra Cumhurbaşkanlığı seçiminde de iş birliğine gitmiş oldular. Şimdi CHP'nin teklifiyle muhalefetin çatı adayı belli oldu; Ekmeleddin İhsanoğlu...
CHP bazı belediye başkan adaylarından sonra Cumhurbaşkanlığı adayını da sağdan, ondan da öte muhafazakârlardan tercih etmiş oldu. Üstelik bunu yaparken de iktidar partisinin karşısında tek başına yer alamayarak MHP'nin desteğine ihtiyaç duymakta. CHP'de hiç mi Cumhurbaşkanlığına layık görecekleri bir isim yok? CHP sağa mı kaymakta, sosyal demokrasiyi mi terk ediyor? Cevap şudur:
Ana muhalefet partisi, bir taktik uygulamakta. Sağ veya muhafazakâr demokratları kendi içinden vurma peşinde...
Ne var ki atalar, boşa dememişler:
-Dökme suyla değirmen dönmez.
-Takma akılla yedi adım gidilir...
Şayet; AK Parti, Cumhurbaşkanlığı için herhangi bir ismi açıklasaydı CHP-MHP ittifakı olmayabilirdi. Telaşları Recep Tayyip Erdoğan'dan yana. Sn. Erdoğan'a rakip çıkartma peşindeler ama; buldukları adayın ilmi faaliyet ve başarıları bir tarafa bürokrat olarak hizmeti bundan böyle tartışılacaktır. Mesela, İİT Sn. İhsanoğlu döneminde hangi unutulmaz işe, hizmete imza attı, bize ne kazandırdı?
Tabiî ki her parti gibi bu muhalefet partilerinin de aday göstermeleri haklarıdır. O adayı isterse partilerinden gösterirler, isterse ortak aday olarak açıklarlar. Buna rağmen şu da bir gerçek; bir parti insanlardan müteşekkil. O insanların da beklentileri var. Adayın kendi içlerinden olmasını istemek, onların hakkı. Bu noktada sağın veya muhafazakârların saplantısı "evdeki tosun, öküz olmaz" kompleksini bugün CHP de mi taşımaya başladı? diye sorgulama yapılacaktır.
Sn. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun CHP ile ittifakı kabul etmesi iki bakımdan dikkate değer. Birincisi; 28 Şubat döneminde CHP'li Nur Serter ve Kemal Alemdaroğlu yönetiminin İstanbul Üniversitesi'nde kendisine nasıl zulmettiklerini, kürsüsünü nasıl lağvettiklerini bizzat bize anlatmıştı. İkinci husus ise şudur. Ekmeleddin İhsanoğlu'nu İİT/İslam İşbirliği Teşkilatı başkanlığına seçtiren AK Parti iktidarıdır. Bu itibarla vefa gösterilmesi gerekir diye düşünmekteyiz.
Ekmeleddin Hoca, haberi ilk duyduğunda "benden politikacı olmaz!" demiş. Bu söz çok doğrudur; asla bir eksiklik de değildir. Fakat Cumhurbaşkanlığı da politikacılık değildir. Üstelik parlamento aritmetiği karşısında Cumhurbaşkanı seçilmesi fiilen mümkün görünmüyor. Kaldı ki meydan meydan seçim propagandası yapılacaktır. İhsanoğlu, hatip değil. Vaziyet o ki Sn. İhsanoğlu rakip olarak AK Parti için büyük bir ikramiyedir. Teklifi kabul etmesi kendi adına talihsizlik olur. Hiçbir şekilde seçilme ihtimali yok. Bildiği diller, çalıştığı yerler, akademik unvanı aday gösterildiği makam için tek başına yetmez. İnsanların kumaşları farklıdır. Üniversite senatosuna başkan seçilmiyor.