Akrabalarını, komşularını muhtaçları unutma. Hastalığa yakalanma pahasına iki tavuğundan vazgeçemeyen doğulu yoksulu unutma. O yoksulun hastalıklı tavuk kafasından başka oyuncağı olmayan çocuğunu unutma. Sakat kalmış Mehmetçiği unutma. Bir kaza sonucu yatağa mahkum olmuşları unutma. Bir ticari kazayla iflas etmişleri unutma. Sokaklara mahkum, gidecek yeri olmayanları, sokak çocuklarını unutma. Hastanedekileri, hapishanedekileri unutma. Doğu Türkistan'ın hürriyete hasret Türklerini unutma. Irak'ta gün gün eriyip yok olan Iraklı dindaşını unutma. Somali'nin aç Müslümanlarını unutma. Bir menfaati olmayınca kalkınmış dünyanın dönüp bakmadığı Pakistan depremzedelerini unutma. Topu topu iki liracıkları varken çöpte ekmek bulunca bir lirasını Pakistan depremzedelerine yollayan Tavşanlılı küçük meçhul kahramandan ders almayı unutma. Ermenilerin yerinden yurdundan ettiği Azerbaycanlı kaçgınların ve göçgünlerin hangi utanılası şartlarda yaşadıklarını unutma. Mostar'da deden Kanuni Sultan Süleyman'ın adını taşıyan hilal şeklindeki köprü etrafında toplanmış Boşnak Müslümalara tepeden tepeden bakan devâsâ haçın niyetini unutma. İşgal korkusu çeken Şamlı kardeşini unutma. Filistinli Müslümanın çilesini unutma. Buruk sevinçler içindeki Gümilcineliyi, baba toprağında misafir Kırımlıyı, "ah vatan" dediğinde ciğeri tutuşan Ahıskalı Osmanlı Türkü'nü, Çeçenistanlıyı unutma. İslam dünyası geri kalmış Türk dünyası geri kalmış... Çünkü Türkiye geri kalmış. Bunları unutma. İslam dünyası geri kalmış, Türk dünyası geri kalmış. Çünkü Türkiye başlarından olmuş. Bu tarihi hakikati uykularında bile unutma. 26 Ağustos 2071 mübarek Cuma gününü hiç unutma. O gün dünyaya ilân edeceğin şanlı beyannameyi unutma. Bir avuç köksüzün, soysuzun, haysiyetsizn, cibilliyetsizin unutulmaması gereken bunlar ve daha onlarca meselemiz varken bayram olmasına dahi aldırmadan yurt dışına içkiye, kumara, zinaya koşmasına bakma. Onlar her devirde vardı. Senin büyük baban, ninen, I. Dünya Harbinde, Kurtuluş Savaşında cephede aç ve susuz can verirken onlar İstanbul otellerinde işgal kuvvetleri komutanlarıyla kadeh kaldırıyor, kadınları işgalci subaylarla vals yapıyordu. Şair o günküler ve bugünküler için haykırmakta: "Çatla Sodom Gomore, patla Bizans ve Roma". Sodom ve Gomore'nin, Bizans ve Roma'nın ahlaksızlıkta papucunu dama atanlara bakma. Öz yurdunda garipliğinin, öz vatanında paryalığının artık yettiğini, ayağa kalkman, doğrulman, dikilmen ve ben de varım demenin şart olduğunu unutma. Sen kendine, dinine, diline, soyuna, tarihine, ilmine, ideallerine ve insanlığına bak. "Hala Hatun"un hangi yaşta Larnaka'ya, Eyüp Sultan'ın İstanbul'a niçin geldiğini, Osmanlı Ordusunun Mohaç'a, Mora'ya ve Viyana'ya hangi sebeple gittiğini unutma.. Unutan unutsun, unutan utansın. Sen unutma. Ayda 75 liralık burs için 75 kapı aşındıran üniversiteliyi unutma. Kitabını alamayan genci, barınacak yeri olmayan talebeyi unutma. Bacası tütmeyeni, aylarca bir tike ete hasret aileleri unutma. Kapısı açılmayan garibi unutma. Üzerinde hakkı olanları unutma. Sana emek vermişleri unutma. sana dua edenleri unutma. Makamının mevkiinin geçici olduğunu unutma. Her kudretin bir sonu olduğunu unutma. Ölülerini de dirilerini de unutma. Lokman Hakîm Hazretlerinin buyurduklarını hiç unutma: -Yaptığın iyilikleri unut, sana yapılan kötülükleri unut. Ölümü ve Allah'ı unutma. Bunları ve bunlarla birlikte onlarcasını unutmazsan, unutmuyorsan bayramın kutlu olsun. Sen bayramı hak etmişsin.