Üstün Hizmet Madalyası

Aksini düşünmek nasıl mümkün olabilir?  Polis, Taksim Gezi Parkı'nda ilk gün haddi aştı. Bu doğru. Ve bunu herkes görüp kabul etmekte. Fakat gelin şimdi hem doğru oturalım hem de doğru konuşalım. Eğer biz, kapıdan içeri eğri odun bile sokmayan bir Yunus takipçisi isek böyle olmalı...

Hikâye malum:

Nasreddin Hoca merhumun evine hırsız girer. Bunu işiten komşular yanına seğirtirler. Her kafadan bir ses gelmeye başlar. 'Kapıyı niye daha sağlam yapmadın?' 'Niye sıkıca kilitlemedin?' 'Neden arkadan dayaklamadın?' 'Niye bu kadar ağır uykun var?'

Sorular uzayıp gidince Hoca, dayanamaz:

-Bre ağalar! İyi der, hoş dersiniz, kabahatliyim. Lakin hırsızın hiç mi suçu yok?

Kabul, Polis, ilk sabah parkta aşırı kuvvet kullandı.

Peki, parktakilerin hiç mi günahı yok?

Polis, durup dururken mi parka gitti?

Parka gidince "memur bey hoş geldiniz, buyurun konuşalım" dendiği halde hiç anlayıp dinlemeden mi, biber gazı mı, isot gazı mı her ne ise onu kullandı? Ayrıca çevreciler ne kadar birbirlerini tanıyorlardı? Aralarına sızmış olanları neden ayıklamadılar? Niçin polise ele ne geçerse fırlatıldı? Niye taşkınlık yapanları durdurmaya çalışmadılar? Niçin Gezi Parkı'nda eylem ve protesto yapmadan evvel, İBB başkanıyla, İstanbul valisiyle, ilgili bakanlarla veya  Başbakanla görüşülmedi?  Neden basın toplantısı düzenleyip niyet ve isteklerini halkla paylaşmadılar? Asıl niyet, ağaç muhabbeti miydi, hoşlanmadıkları bir iktidarı yaralamak mı?

Bitmedi...

Hadisenin ilk günkü kayıtları elde  mevcut olduğu gibi hafızalarda da taze.  Çevreci bilinenler, ilk bir kaç gün kendilerini militanlardan ayıracak bir şey yapmadılar. Orası CHP standına döndü. Aralarında samimiyetle ağaç sevenlerin çok sayıda olduğu kanaatinde değiliz. Şöyle veya böyle dış oyunlara şöyle veya böyle politik manevralara alet oldular.

Bugün neredeyse Gezi Parkı'nda eylem yapıp terör estirenlere zemin hazırlayanlara Üstün Hizmet Madalyası verilecek.  Belki de parkın ağaçlarına çaput bağlanacak.

Halbuki iyi niyetle hareket etseler bile bir hatanın taraflarından biri protestocu eylemcilerdir. Şayet İBB oraya maketler koyarak, dev fotoğraflar asarak yapılacak olanı anlatmadığı için kusurluysa, polis, fütursuzca gaza bastıysa, yukarıdaki sebeplerden dolayı bu çevreciler de o şartlardan iktidar çıkartmaya çalışan fırsatçı ana muhalefet de sorumlu.

Kaç insan öldü? Kaç kadın dul, kaç evlât babasız, kaç ana evlâtsız kaldı. Ne olmuş? Tarihi bir mekân, asli haline iade edilecek diye bir kaç ağaç nakledilmiş. Dünyanın neresinde çevreciler, kültürel dokuyu asli haline getirmeye karşı çıkmışlar? Yalan-yanlış bir AVM lafı çıktı. Çevreciler ortalığı karıştırdılar. Ağacı, yeşili, çiçeği sevmeyeni insandan saymam. Ama ağacı fetişleştirmek de yanlış. Ağaç, insandan aziz olabilir mi?

Türkiye, büyük bir imaj kaybına uğradı.

Maddi kaybın haddi-hesabı yok.

İnsan kaybından söz ettik...

Belediye, ön hazırlığı yapmadığı için kusurludur.

Polis, hakkaniyetli davranmadığı için kabahatlidir.

CHP kışkırtıcıdır.

Bazı çevreciler, ağır kusurludur.

Marjinallerse suç failidir.

Hukuk devletinde böyle düşünülür.