İnsan zekâsı farklı mı? Üstün zekâlı insan var mı? Faydalı olan normal zekâ mı, üstün zekâ mı? Şüphesiz ki üstün zekâ var. Zekâ geriliği bir hastalık olarak malum ve meşhur olduğu halde üstün veya ileri zekâ neden olmasın? Bunları çok uzun bir aradan sonra yeni yeni konuşuyoruz. Halbuki tarihimizde meselâ Enderun uygulaması üstün zekâlıların bulunup çıkartılmasına bir örnektir. İmam-ı Gazali, üstün zekâlı bir dahiydi. Mimar Sinan, keza öyle. İnsanların renkleri, boyları aynı olmadığı gibi akıl, zekâ, mantık, hafıza ve bunlara dayalı olarak işleyen muhakemeleri de aynı değil. Burada haliyle şu akla gelecektir. Çocuk, üstün zekâlı olarak mı doğar yoksa insan, o zekâ seviyesine kendi çabalarıyla mı ulaşır? Bir kısım çocukların üstün zekâlı olarak dünyaya geldikleri belli. Ancak bazı vasat zekâlıların gayret ederek zekâlarını çok daha yukarılara çıkarttığı da bir realite. Öyleyse şöyle bir tasnif mümkün. İnsanlar normal zekâlılar ve üstün zekâlılar diye ayrılabilir. Acaba cemiyetleri normal zekâlılar mı sürüklemekte, üstün zekâlılar mı? Önce milletler, sonra insanlık, normal zekalıya mı muhtaç, üstün zekâlıya mı? Her birinin yeri ayrı. Herkes bir iş için yaratılmış. Hadise şurada. Normal zekâlı bir şekilde toplumla uyum halinde hayatını sürdürür ve üretime katkıda bulunur. Üstün zekâlı ise sıra dışıdır. Normal üstüdür. Burada önce aileye, sonra okula düşen görev çocuğu keşfetmektir. Çocuk üstün zekâlı mı, hiperaktif mi, haşarı mı? Üstün zekâlılar az, fakat insanlık, sonsuza akan hayatında medeniyet dediğimiz gelişmişliği büyük ölçüde bu istisnai insanlara borçludur. Haliyle devletler, müstesna olanlara ne kadar fazlaca sahiplerse sonsuza akan hayat yolunda öne fırlama imkânları da o kadar fazla olur. Korku şurada. Ne çocuk kendinin üstün zekâlı olduğunu bilir, ne ebeveyn, ne öğretmen ve müdür. Hatta çok kere üstün zekâlı çocuk, akıllı-uslu oturan çocuktan daha fazla hırpalanır. Onu bulup ortaya çıkartmak devletin vazifesidir. Devlet, bu alanda uzunca bir zaman hiç bir şey yapmamıştır. Enderun Mektepleri kapandıktan sonra o yol da kapanmış. İnceliği gözden kaçırmamak lazım. Tarihte yokuş aşağı gidince kurumlarımız ve dolayısıyla imkânlarımız da körelmiş. Biz Enderun'u kapatıp milletimizin hizmetinden çekerken hemen ardısıra batı da modern devşirme imkânları geliştirmiştir. Bugün bile süper güçler dünyanın dört bir tarafından üstün zekâlı beyinleri toplamaktalar. Atalarımız, eğitimi çocuk 4 yıl 4 ay 4 günlük iken başlattıkları halde biz 7 yaşa yükselttik. Onun için hadisenin okul öncesinde ele alınması fikri, tezi arayışı gayet yerindedir. MEB'de okul öncesi genel müdürlüğü kurulması isabetlidir. Ebeveynin eğitimi öz evladını tanımaya yetmeyebilir. Sınıf öğretmenlerine, rehber öğretmenlere, psikologlara iş düşmekte. Bir kere daha tekrarlayalım ki esas iş devletin. Okul, okul aile, aile çocuk taraması aypılmalı. Yasak savarak değil, üzerine düşerek zekâ testleri uygulanmalı. Yoksa boşa akan ırmak gibi bazı zekâlar heba olup gitmeye devam eder. Böylece topluma kazandırıp istifade edilecek insanlar kaybedilip hırçın, geçimsiz, toplumun dışına düşmüş hastalıklı tipler olabilir. Veya bir şekilde beyin göçü yaşanır. Bunlar temenni, olması gereken ve beklenti. Fakat zaman frenlenemez. Genç, kimseden bir şey beklemeden kendi kendini keşfetmelidir. Bu da kendine güven duygusuyla olur. Genç, kendi yolunu kendisi açabilmelidir. Ne yazık kayıp nesillerimiz çok. Kim bilir nice üstün zekâlı genç nice lüzumsuz yerde heder olup gitmekte.