İnsanı yoktan yaratan yüce Allah, ona ana-babasından, hatta kendisinden bile daha şefkatlidir. Allahü teâlâ, insanı yarattıktan sonra onu başıboş bırakmayarak Peygamberler gönderdi, vahyi ile İslamı öğretti.
Allah, indinde din, İslamdır...
İlk insan ve ilk Peygamber Âdem'den -aleyhisselam- son ve en üstün Peygamber Muhammed Mustafa'ya -sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem- devam eden din, Kur'an-ı kerîmin inmesiyle birlikte Peygamberler Peygamberinde en mükemmel şeklini aldı.
Dinin muhatabı insandır.
İnsan, bizzat yaratanı tarafından yaradılmışların en üstünü/eşrefi mahlûkat olarak vasıflandırıldı. Her insan ve her cemiyet, devrinin Peygamberine uyduğu veya uymadığı nisbette rahat etti veya huzura hasret kaldı.
İslam bir Vahiy Medeniyetidir.
Vahiy Medeniyetinin merkez noktasında insan bulunur. Orada birey değerlidir. Emir ve yasaklar, onun huzuruna, sonsuz mutluluğuna dairdir. İki dünya vardır. Ve insanın iki dünyadaki saadeti söz konusudur.
Materyalist, nihilist, ateist ve bu cümleden felsefelerin iddia ettiği gibi her şey bu dünyadan ibaret değildir. Vahiy Medeniyeti hayatı çekilir, ölümü sevilir kılar. Mezar son değil, sonsuza açılan kapıdır. İnsan, iyiliğe, güzelliğe teşvik edilir, kötülüklerden, haramlardan sakınmaya çağrılır. İlke şudur, Allahın emirlerine riayet ve O'nun kullarına iyilik yapmak. Yalnızca Müslümanın, yalnızca gayrı müslimin değil, hayvanın bile hakkı vardır. Faraza karı koca hukuku, komşuluk hukuku gibi hayvan hukuku da mevzubahistir. Kul hakkı, Allahü teâlânın bile karışmadığı bir hakkıdır. Vahiy medeniyetinde hoyratlık, terör, kan dökme, adaletsizlik yoktur. İşkence hiçbir sebeple caiz değildir.
Ezeli ve ebedi olan Allah, vahyi tebliğe memur Cebrail -aleyhisselam- ile Peygamberine, insanlığa ve yeryüzüne lazım olanı bildirmiş ve bunlara uyulmasını buyurmuştur. Vahiy, daha başka neler gibi huzuru, barışı, bir arada insanca yaşamayı tarif eder. İnsanın din ve dünya saadetine dair her şey vahiyde ve vahyi izah eden Sevgili Peygamberimizin Hadisi Şeriflerinde ve Peygamber mirasçısı âlimlerin ilmindedir.
Vahiy Medeniyeti, yüze tebessüm etmeyi de yoldan taş kaldırmayı da birine bir kelime öğretmeyi de on saniyelik tefekkürü de ödüllendirir. Emir ve yasaklar aklı olan içindir. Ancak akıl, şaşmaz rehber değildir. Aklı öncü kabul eden filozoflar, insanı imar etmek yerine yıkmış, iki dünya saadetinin yolunu kesmiş, mağara devri, yontma taş devri gibi nazariyelerden sonra insana insan neslini bile çok görerek soyunu maymuna bağlama garabetine düşmüşlerdir.
Şu gün insanlık, çevre yolunda geriye dönüş yapan hatalı sürücü gibidir. Savaş, kan ve gözyaşından kurtulmak isteniyorsa Vahiy Medeniyeti keşfedilmelidir. Hiç kimse ve hiçbir akıl, Allah ve Resulünden daha iyi bilemez...