Vakıflar Genel Müdürlüğünün zaferi

Vakıflar Genel Müdürlüğü, teşekkür, takdir ve tebriki fazlasıyla hak etti. Bir zafer kazandı. Bu kurumumuzun şahsında da Türkiye zafer kazandı. Ayrıca devlette devamlılığın esas olduğu da bir kere daha isbat edildi. 1920'de daha Osmanlı devleti devam ederken Eyüp Sultan Camiinden çalınıp yurt dışına götürülen cânım çinilerden ikisi vatanlarına dönüyor. Vakıflar kaçakçılıkla mücadele memurları, Londra'daki Sothebe'ys Müzayede Evi'nin internet kataloğunu inceleyince çalınmış mirasımızın izini bulmuşlar. Bunun üzerine de Türk hariciyesiyle interpolü devreye sokarak müzayedeyi iptal ettirmişler. Londra sefaretimiz Kültür Müşavirliğinin de değerli katkıları olmuş Lale ve yaprak motifli, gözlerin bakmaya kıyamayacağı güzellikteki paha biçilmez İznik çinilerinin şimdi Türkiye'ye iadesini bekliyoruz. Yusuf Bayazıt'ı bu büyük başarısından dolayı candan tebrik ederiz. Birkaç yıl evvel tarihî eserlerimizin envanterini çıkarttıklarını, çalıntıların da peşinde olduklarını bize anlatmış, biz de yazmıştık. Sözlerinin eri oldular. Sayın Bayazıt başkanlığında vakıflar idaresi mükemmel hizmetler yapmakta. Mükemmel kelimesini çok nadir kullandığımızı bizi takip edenler bilirler. Ancak bu bir hakkı teslimdir. Karşılığı da bu şekildedir. Son şahit olduğumuz hizmetleri Millet Kütüphanesi, Fatih Camii, Yavuz Selim Camii, Azapkapı ve Tophane'deki sebillerdir. Ecdat mirasının yangından, tahripten, yıkımdan, çalıntıdan kurtulanları, asırlık ihmalden kurtarılmakta. O eserleri bırakanlar, vakfedenler şüphesiz ki kabirlerinde memnun ve mesrurdurlar. Yusuf Bayazıt ve ekibi hayr'ül halef olduklarını birkaç kere isbat ettiler. Ancak eser, iade edilse de hırsızlar yılmıyor. Bunu Uşak Müzesinde yaşadık. Karun Hazinelerini de uzun yargı mücadeleleriyle kazandık. Ne var ki taklitleri yerine konarak asılları kaçırıldı. Hâlâ da bulunmuş değil.