Yargı yara aldı

A -
A +
Âdem olanın hayr olur âdemlere kasdı/İnsanlığa insanda budur işte delâlet-Ziya Paşa

Devleti devlet yapan esas unsurların başında adalet gelir. Millet, toprak, bayrak ve adalet dört temel sütundur. Devlet, hür ve müstakil mahkemeler vasıtasıyla vatandaşları arasında adalet dağıtır. Böylece o devlette yaşanabilir. Aksi halde gücü yeten egemen olur, sokak veya dağ eşkıyası hayata el koyar. Hukukun uygulama yoluyla tecellisine "adalet" hukukla adalet sürecindeki işleme şekline de yargı denir. Gündelik hayatta ise "yargı" denince hem adalet, hem yargının kendisi ve hem de hukuk anlaşılmaktadır. "Bir devlet, yargısı kadar sağlamdır" demek, yanlış olmaz. Çürük bir yargı ile bir devletin zamana dayanması mümkün değildir.
Yargıya kötülük yapanlar, yalnızca bu günlerimize değil, istikbalimize de kıymaktalar. Hele bu kötülük, yargının içinden doğmaktaysa orada tehlike var demektir. "Paralel yargının isyanı"ndan söz eden 11 Mart 2014 tarihli gazete başlıklarını gelecek nesillere izah etmek, hayli zor olur.
TBMM kaybedilen iç barış üzerine ÖYM/Özel Yetkili Mahkemeleri kaldırdı. Diğer taraftan tutukluluk süresine de âzâmi süre şartı getirdi. Buna göre bir mahkeme, beş yıl içinde karar verememişse o zaman sanığı tahliye edecektir. Bu kanun çıkınca ve ilaveten AYM/Anayasa Mahkemesi de "hüküm verildiği halde gerekçeli kararın kanuni süre olan 15 gün içinde yazılmaması hak ve hürriyet ihlalidir" diye ictihat serdettiği için beş yılı aşkın bir müddettir cezaevinde yatanların tahliye talep etme hakkı doğdu.
Buna rağmen tuhaftır ki İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, kanunla Özel Yetkili Mahkeme olmaktan çıkartıldığı halde, tahliye taleplerini reddetme gibi hukuken "keenlemyekun" addedilen/yok hükmünde karar vermiştir. Bu yetmezmiş gibi bir de TBMM'nin mahkeme lağvetme yetkisi bulunmadığı, bunun HSYK/Hakimler Savcılar Yüksek Kuruluna ait olduğu, Meclisin çıkarttığı kanunu tanımama anlamına gelen bir iddiayla AYM'ye gitmiştir. HSYK ise bu iddia üzerine "13. Ağır Ceza Mahkemesi, yetki gaspı yapmıştır" diye görüş açıkladı. Şüphesiz ki gasp bir ağır suçtur. İşte medyaya taşınan ve Türkiye'yi dünya önünde mahcup hallere düşüren sebep budur.
Adliye önünde bildiri dağıtan savcı, Pensilvanya'dan mütalaa alan Yargıtay İmamı, gerekçeli kararların yazılmayarak insan haklarının çiğnenmesi, varlığı ortadan kalkmış bir mahkeme üyelerinin TBMM'nin iradesini bile hiçe saymaları...
Bu ve benzeri ideolojik sapmalarla yargı çok ciddi anlamda yara almıştır. İnandırıcılığına, tarafsızlığına pas düşmüştür.
Devletin bu hâli âcilen telafi etmesi gerekir.
Bozuk tartan teraziyle iş yapılmaz...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.