Yarı sivil anayasa

A -
A +

Tam sivil anayasa yapabileceğimizi sanmıyoruz. Herhalde yarı sivil veya bir başka söyleyişle kısmen sivil anayasa yapabileceğiz. Burada sivilin mefhumu muhalifi olarak askeriyi düşünmemeli. Sivilleşmeyi önleyen her şeyi görmeli. Bizde şu âna kadar hayat bulmuş bütün anayasalar, fevkalade dönemlerin eseridir, darbe anayasalarıdır. Sıralayalım: İlk anayasamız 1876 tarihlidir. İsmi Kanunu Esasi'dir. Mithat Paşa ve şürekası sivil-asker zorbaların iki padişahı devirdikten sonra Abdülhamid'i iş başına getirmelerinden sonra ilân edilmiştir. Hal edilen iki Hakan'dan V. Murad, büyük ölçüde gördüğü baskılar yüzünden akıl kaybına uğramış, Sultan Aziz hunharca şehid edilmiştir. Kanunu Esasi, böyle kanlı bir ortamın eseridir. Nitekim yürümemiş, üniter yapıyı tehlikeye düşürdüğü için Sultan Hamid tarafından mecburen askıya alınmıştır. 1921 Kanunu Esasisi TBMM ilan edildikten sonra yapılmıştır. Savaş dönemi anayasasıdır. Önceki ve sonrakilere göre kısadır. İstiklal Harbi, bu anayasanın yürürlükte olduğu zamanda cereyan etmiştir. 1924 Anayasası, rejim değişikliğinden sonra hazırlanmıştır. O sırada kuvvayı milliyeye "Kemalîler" de denmektedir. "İzm"ler henüz dilimizde yoktur. Bu anayasa, Kemalist anayasadır. Atatürk telaffuzuna daha 10 yıl vardır. Savaş sonrası gündemde giderek Kemalizm söylemi dile gelir. Atatürkçülük'e en azından 16 yıl vardır. 1924 Anayasasıyla devlet şekli değişmiş, '76 ve '21 Anayasaları yürürlükten kaldırılmıştır. İlk yürürlüğe girdiğinde "devletin dini İslamdır" anayasada yer alır. Bu kanunun ismi, Teşkilatı Esasiye'dir. 1961 Yılına kadar devam etmiştir. 27 mayıs 1960 Darbesini yapan askerler, Ankara'ya topladıkları Hukuk hocalarından iki saat içinde bir anayasa yapmalarını istemişlerse de çalışma iki yıl kadar sürmüştür. Artık bu tarihten itibaren bu devlet kanununun adı ana-yasa'dır. Atatürk kendi anayasasıyla 14 yıl yaşamış, fakat bir çok ayaklanma hadisesi olduğu halde ilke ve inkılaplarını anayasa maddesi haline getirmemiştir. Tıpkı kendisini kanun himayesine alma ihtiyacı duymaması gibi. İlkeler, ilk defa 1961'de Anayasa'ya alınmıştı.. 1982 Anayasası ise 12 eylül 1980 darbesinin ürünüdür. Sözde halk oylamasına sunulmuştur. Kenan Evren kendisini de Anayasa ile birlikte oylatma garabetini işlemiştir. Bir çok maddesi defalarca değişikliğe uğradı. Artık lehim kabul etmez vaziyette. Şimdi yeni bir anayasa yapılıyor. Yeni yapılan bir anayasanın neden uzun zaman aldığını anlamak mümkün değil. Çünkü hiçbir anayasamız sivil olmadığı gibi orijinal de değil. Hepsi derleme. Bir parça o kara Avrupa'sı devletinden bir parça bu kara Avrupa'sı devletinden kotarılarak üstüne hamaset cümleleri ve popüler bir şeyler ilave edilmek suretiyle yazılmakta. Uyarlama bu kadar mı zaman alırmış? Müstakbel anayasa için Prof. Ergun Özbudun'un hukuk ehliyeti teminattır. Buna rağmen malum hassasiyetler sebebiyle sivil değil, yarı sivil anayasa yapılabileceği kanaatindeyiz, belki bir geçiş sürecindeyiz, hâlâ kamplar dönemindeyiz.. Peki neden illa anayasa? Hiç olmazsa ne kaybederiz? İngiltere'de yazılı anayasa yok. Bizde de tarih derinliğinden bakarsak çok yeni. O da sürekli darbe ve tartışmalardan doğmuş. Neden çok alanda İngiliz yönlendirmesi yaşanmışken anayasa mevzuunda tersi işlemiş? Anayasalar neticede Fransız ihtilalinin kıvılcımlarından. Kimse anayasayı yırtıp çöpe atalım demiyorsa da bu kadar önem atfetmek de fazla. Türkiye'ye yapılacak iyilik kısa anayasadır. Maddeler azaldıkça sivillik hususiyeti artacaktır. Onun için normali 25 Maddedir. 50 maddeyi aşan her anayasa sivillikten kaybeder.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.