Yazar

A -
A +

Önce Antalya'dan bir sahne... Gazeteci Fikret Otyam, Antalya Emniyet Müdürü Feyzullah Aslan'ı çekiştirmekteymiş. Sebep şu. Feyzullah Aslan iki kitabı yayınlanmış bir yönetici. Fikret Otyam, "şehrin trafiği aksarken yazarlık neyine" gibisinden laf etmiş. Bunun üzerine Feyzullah Aslan da pirifâni Otyam'ı mahkemeye vermiş. Sonra Karabük'ten... Hüseyin Erer, AK Parti Karabük Belediye Başkanı. Festivalde konuşma yapması için yazar Latife Tekin'i davet etmiş. Konuşmacı kürsüde hükümeti eleştirince başkan dayanamamış, adı geçen bayan yazar aşağı indirilmiş. Şimdi başkan, eleştiri sebebiyle değil de o esnada sarhoş olduğundan kürsünün boşaltıldığını iddia etmekte. Burası da Sultanhisarı... Vehbi Vakkasoğlu bir kısım dostlarıyla birlikte Çanakkale şehidliğini ziyaret etmekte. Bu sırada onlara ecdadı, kahramanlıklarını, nerede ne gibi destanlar yazıldığını anlatmakta. O tam anlatırken birileri müfettişler müfettişi edasıyla biter ve yazara müdahale eder. "Suç işledin!" 12 kişiden fazla olan bir gruba anlatmak rehberlik ruhsatı gerektirmekteymiş. Yazar olmak, tarihçi olmak, tarihe dair eserleri bulunmak bir şey ifade etmiyor. Vehbi Vakkasoğlu'na para cezası kesiyorlar. Vur deyince öldürmek bu olsa gerek. Olayları nasıl değerlendirmeli? Fikret Otyam, kendisini canından bezdiren trafiği ele alabilir, emniyet müdürünü de ağır şekilde kınayabilirdi. Fakat "neden kitap yazıyorsun" ne demek? Keşke birazcık kabiliyeti olan herkes yazabilse. Yazarlık kimsenin tekelinde değil. AK Parti'li belediyeye gelince. Fikrini bilmediğiniz bir yazarı çağırınca elbette sonuç kendi açınızdan istenmedik şekilde doğabilir. Madem ki davet ettiniz, tahammül de edecektiniz. Neticede o yazar sizi rahatsız eden eleştiriler de yapsa, sarhoş da olsa misafirinizdi. Siz misafirinize zarif davranarak etkilemenin yoluna bakmalıydınız. Ne demek istiyoruz? Yazarımız, fikir üretenimiz azdır. Düşünen, yazan insana karşı daha dikkatli davranmalı. Yazmaya teşvik edeceğine heveslinin hevesini kırmak, yazar olana haşin davranmak tasvibi mümkün olmayan davranışlardır. Ama ne yaparsınız ki rehber veya müfettiş yazarı tanımıyor. Okumayan nasıl tanıyacak? Feyzullah Aslan'a gelince gülüp geçmesini tavsiye ederdik. 83 yaşındaki eski bir muhabiri ne yapacağız, hapse mi atacağız, tazminat mı alınacak? Yazarları susturmak... Yazarları konuşturmamak. İltifat beklerken canı acımaya katlanmamak... Türkiye'ye kaybettirir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.