Yazar okulu, siyaset okulu ve Türkçe kursları

A -
A +

Pazarlık, tahsille mi, kendini yetiştirmekle mi olur? Her ikisine de bizden ve dünyadan örnekler var. Kemal Tahir ortaokul mezunu, Tarık Buğra Lise. Dostoyevski, nere mezunu? Sezai Karakoç, mülkiyeli olduğu için şair ve mütefekkir değil. Yazarlık için sorulan sorular, siyasetçiler için de söz konusu. Siyasetçi, okuldan mı çıkar, siyasi hayattan mı? Çobanlıktan gelen Süleyman Demirel, hangi siyaset okulu mezunu? Çobanlıktan yazarlığa geçişin azmini anlatan Martin Eden, Jack London'dan başkası değil... Sayıları bir elin parmaklarını bile aşmayan yazar okulları, daha ziyade güzel Türkçe konuşma kursları bünyesinde devam ediyor. Siyaset okulu da bildiğimiz kadarıyla sadece AK Parti teşkilatı içinde tedrisat yapmakta. Diplomalı yazarlık, diplomalı siyasetçilik olur mu? Denirse o zaman bunu yazarlık meslek mi, siyasetçilik meslek mi? Sorusu takip eder. Sürekli icra edilerek para kazanmaya vesile olan iş meslektir. Siyasetçilik ise böyle değil. Onun temelinde seçilmek söz konusu. O halde meslek olamaz. Ancak, şu gerçeği de ihmal etmemeli. Böyle okullar, hem yeni kabiliyetleri keşfedip ortaya çıkarabilir, onları cesaretlendirir, hem de daha öncekilerin bilgi birikimlerini, aktarmaya yardımcı olmuş olur. Hatta şöyle düşünmek bile doğrudur. Bu gibi okul yahut kurslar, cemiyete10 yılda bir değer kazandırsa vazifesini fazlasıyla yapmış olur. Bu ne demektir? Bir okul, bir asır içinde 10 tane Yahya Kemal, 10 tane Turgut Özal yetiştiriyor. 10 değil 2 tanesine bile razı oluruz. Böyle bir neticeye bedbin bakılabilir. Ama, hiç kimse bu gibi teşebbüslerin bir asır içinde bu çapta 3-4 kişi yetiştirmeyeceğini de iddia edemez. Bir gencin günlük hayatta ulaşamayacağı bir yazar, profesör, milletvekili, bakan, şöhretli bir siyasetçiyle aynı çatı altında bir araya gelip onu dinlemesi, ona sualler tevcih etmesi muhakkak ki kendi adına bir kazançtır. O halde yazar okulları da siyaset okulları da gerekli. Hatta bunlardan ilki edebiyat fakültesi bünyesine, ikincisi de siyasal bilgiler fakültesi bünyesine katılabilir. Aynı şekilde diksiyon, spikerlik, telaffuz ve Türkçe'yi düzgün konuşma kursları da edebiyat fakülteleri bünyesine dahil edilebilir. Geleneksel el sanatlarında artık bir mekteplilik döneminin yolu açılmıştır. Medya da mektepli olmada hayli mesafe kat etti. Şimdi sıra yazar okulları, siyaset okulları ve güzel Türkçe konuşma kurslarında.. Varılması gereken hedefler şunlar... Güzel düşünmek, güzel yönetmek, güzel konuşmak, güzel yazmak.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.