2004 Senesi 2005'in her bakımdan hazırlığı olmalı, 2005 Türkiye'de kabuk değiştirme yılı olacaktır. 2005'de Türkiye'nin ufuk sahibi gençleri yönetim başta olmak üzere her alanda yükün altına girmeye başlayacaklar. 2005, TL'nin devrim yılı. 2005'ten itibaren haysiyetli bir paraya kavuşacağız. Bunun hazırlığı 2004'te yapılmakta. Parasında 6 sıfır taşıyan memleket ayıbından kurtulmamıza 11 ay kaldı. İdarede radikal değişiklikler getiren Kamu Yönetimi Kanunu da 2005'den itibaren hayata geçecek. Bunlar ve benzeri daha bir çok isabetli adımlar atılmakta. Bununla beraber asıl atılması gereken adım atılmazsa bütün bu adımlar bebe adımını geçemez. Esas hamlenin anayasa alanında yapılması lazım. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, doğru diyor. Anayasa eskimiştir, değiştirilmesi değil yeni baştan ele alınarak yepyeni bir anayasa yapılmasında zaruret vardır. Bunu bir çok kereler yazdık. Kaynak, lehim, yama, tashih boşa gayrettir. 1982 Anayasası fevkalade şartların mahsulü. O şartlar tarihe mal olmuştur. Anayasa kimsenin sayısını bilmediği kadar müdahaleye uğradı. Dolayısıyla bir şekilde fikir bütünlüğünü de kaybetti. Haddinden fazla uzundur. Nerede ise kırmızı ışıkta durma şartı bile yazılı. Herhalde 50 madde civarında olması kâfi gelir. Eğer TBMM sıfırdan başlayarak yeni bir anayasa yapma muvaffakiyeti gösterirse bu ilk sivil anayasa olur. Adalet Bakanının diğer görüşü de doğrudur. Bu değişikliğin istenmedik mânâlara çekilmemesi için üzerinde mutabakata varılması lazım gelir. Kemiyyet üstünlüğü, her zaman üstünlük ifade etmez. Aksi takdirde öküz altında buzağı arayanlar tekrar faaliyete geçeceklerdir. Hal böyle olunca iki ayda yeni bir anayasa yapılması mümkün değildir. Eğer ortaya çıkartılmamış bir hazırlık varsa o başka ama yine de mart-nisan aylarına yetişmez. Bu itibarla Cemil Çiçek'in süreye dair görüşüne katılamıyoruz. Tabii işin özüne eğilince sayın bakanın da süre gibi bir probleminin olmadığı anlaşılacaktır. Kıymetli olan, sivil, demokrat, çağın değerlerini kucaklamış, kendi varoluş köklerine bağlı 70 milyonluk bir ülke ve o ülkeye yakışan hukuk abidesi mahiyetinde bir ana kanunun bu ülke mevzuatına çatı olmasıdır..