Recep Tayyip Erdoğan nihayet başbakan.... Hayırlı olsun. Şahsına, milletimize, bölgemize ve insanlığa. Yüce Allah, izin verirse bu öyle kısa süreli bir iş başı değil. Şimdi başbakan, sonra cumhurbaşkanı. İkinci bir Menderes dönemi gibi uzun bir Erdoğan yürüyüşü başlıyor. Menderes iktidarında dünyaya gelen bir bebek bugün başbakan. Hiç bir engel kaderin tayin ettiği neticeyi değiştiremedi. Kimse değiştiremezdi de. Siirt'te mahkum oldu, Siirt'te başbakan oldu. Yiğit düştüğü yerden kalktı. Bu bir takdiri ilahi değil de nedir? Erdoğan, başbakan olana dek az imtihandan geçmedi. Onların neler olduğu herkesce bilindiği için sayıp-dökecek değiliz. Yalnız iki ibretlik vak'a üzerinde durmak istiyoruz. Biri 1991'de milletvekili olduğu halde vekilliğinin iptal edilmesi, diğeri de kendi iradesi dışında RP'nin kapatılması. Eğer o gün milletvekili olsaydı belki de şimdi emekli bir vekildi. İstanbul Büyükşehir belediye başkanı olmayacak ve kendini isbat edemeyecekti. Diğeri ise bir handikap. Eski yönetici ekiple yol ayrımına gelmişlerdi. Fakat bir türlü ayrılamıyorlardı. Tayyip Bey, devamlı şunu tekrarlamaktaydı. "Bir bölen olmayacağım". O düğüm de Anayasa Mahkemesi'nin Refah Partisi'ni kapatmasıyla çözüldü. Bir bölen olmadan yeni bir parti kurabildi ve AK Parti doğdu. Yeni bir devir başlıyor. Bu devrin ana hususiyeti barış ve kalkınmadır. AK Parti iktidarı, toplumu gerecek her türlü icraattan kaçınacaktır. Kavga dönemi bitmiş olmalı. Fakat buna rağmen parti içiyle dışarıdan tehlike gelebilir. Dışarıdakiler belli. Onlar, Menderes, Demirel, Özal düşmanlığını şimdi de Erdoğan'ın şahsında devam ettirmekteler. Bunu derken eleştiriyi kastetmiyoruz. İcap ettiğinde eleştirinin en tavizsizini herkesten önce biz yapacağız. Onlarınki tenkid, eleştiri değil, düşmanlık. Peşin hükümlüler. Hiç bir icraat sabit fikirlerini değiştirmez. Parti içi tehlike daha kötü. Böyle bir tehlike var mı? Onu ekranlardan takip etmek mümkün. Erdoğan'ın işi kolay değil. Kolay olana talip olmak hüner de değil. İşinin kolay olmadığına dair içeriden ve dışarıdan en az 40 misal gösterilebilir. Fakat lüzum yok. Onların bir tek ismi var fakirlik. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ekibinin fukaralık derdine çare bulmaları lazım. O hallolursa her şey hallolur. Erdoğan, bunu yapabilir mi? Yapması gerekir. Hiç bir başarı tesadüfi değildir. Tayyip Erdoğan sadece başbakan değil. Ondan önemlisi lider de. Bir hâtıra... 3 Kasım seçimleri öncesi Ankara'dayız. Metin Özer'le birlikte Bağlum'a merhum Yalçın Özer'in kabrini ziyarete gidiyoruz. Metin, anlatıyor. "Geçen yaz Tayyip Bey, beni çağırdı, genel merkezdeki odasında buluştuk. Hal-hatırdan sonra şunu sordu. "Ağabeyin vefat etti. Senin de bu ara işsiz olduğunu işittim. Yengenle yeğenlerinin bir sıkıntı veya ihtiyaçları var mı?" Metin bunları anlatırken çok duygulanmıştı. Bu bir vefâdır ve terk edilmemesi gerekir. Terk etmeyeceklerine, kendilerini bozmayacaklarına inanıyoruz. 3 Kasım yeni ikmal olmuştur. Taşlar henüz yerine oturdu. Anormallikler normale döndü. Bu iktidarla inşallah ülkemiz, bölgemiz ve insanlık kazanır. İstikbalimiz kazanır.