Yollar

A -
A +

SMS mesajı telefonumuza düştüğünde "Galatasaray şampiyon olmuş" diye yanımızdakilere haber verdik. Türkiye Türklerinin bir takımımızı tutmaları, şampiyon olan takım taraftarının coşması normal. Suriye Türkmenleri için de bunu anlamak kolay. Fakat siz hiç Suriye vatandaşı Galatasaraylı gördünüz mü? Bu, bizim, şekli sınırlarımız dışında spora dair yaşadığımız ikinci olay oldu. İlki Azerbaycan'da kaçkınlar kampında bir çocukla aramızda geçmişti. İkincisine Şam'da şahit olduk. Buradan hareketle küçük bir araştırmayla şu sonuca vardık ki takımlarımızın taraftarları, cetvel mahsulü şekli sınırlarımız içindekilerden ibaret değil. Onlar Yunanistan'da da Suriye'de de Kerkük ve Kosova'da da diğerlerinde de mevcut. Avrupa Türklerini saymak zaten abes olur. Daha çarpıcısını Şam'daki kültür elçilerimizden ve oradaki günlerimizde bizi bir ân bile yalnız bırakmama nezaketi gösteren Zafer Sağıroğlu anlattı. Elçiliğimiz bünyesindeki kültür merkezinde Araplara Türkçe öğretmeliği yapan Zafer Sağıroğlu, bir keresinde Türkiye'ye gelirken Kamışlı'dan bir Suriye Kürt'ü kendisinden dönüşte Galatasaray forması getirmesini rica eder. Şam'da şunu çok derinden hissettik ki İstanbul, Avrasya ve Ortadoğu'nun bugün de fiili merkezidir. Bütün bu dünyayı İstanbul etkilemekte. Eldeki bu imkânlardan haberdar olmamız lazım. Şu imkânlar dünden tevarüs eden zenginlikler. Bize düşense yolları arttırmak, bağları kuvvetlendirmek, gerçekleri görebilmek. Şunu kat'i olarak biliniz ki dışarıda resmedilen "Suriye"nin Suriye ile alakası yok. Spordan Türkçe'ye, ticarete, turizme kadar ne varsa imparatorluk coğrafyasının her karışını nakış nakış işlemeliyiz. Bunu ilgili devletlerle dayanışma, milletlerle dirlik, düzen ve kalkınma için yapacağız. Herkes, Türk'ün de farkında garplıların da. Biz adaletimizle yâd ediliyoruz, onlar zulümleriyle. Gelmişler, yakmış-yıkmış ve kardeşler arasına kalın duvarlar örmüş, kültürlerini hakim kılıp gitmişler. Dün öğle yemeğinde hizmet yapan garson kendini terbiyeli bir şekilde tanıtırken Kürt olduğunu da söyledi. Biz de Kürt, Türk ve diğerlerinin aynı ümmetin mensupları ve tamamının kardeş olduğunu dile getirdik. Bunun üzerine aldığımız cevap tek kelimeydi "elhamdülillah" Krizin ilacı budur.. Tıkanmış, yıkılmış, izleri silinmiş yolları yeniden hayata geçirme durumundayız. İpek Yolu, Hicaz Yolu, Bağdat Yolu, İnanç yolu. Şam'da Halep'te vs. kiminle konuşsak İngilizce anlatmasına mani olduk. "Bizim Arapça, sizin Türkçe bilmemeniz ayıp" dedik. "Arapça anlatın anlarız" dedik. Anlaştık da. Gördük ki onlar da Türkçe'yi anlıyorlar. Televizyonlarımız hatta büyük kısmıyla medya, insanları düşündürmeme cihazları haline geldi. Halbuki bundan böyle İstanbul'daki bir tv yönetim merkezinde yayın planlaması yapılırken bahsettiğimiz coğrafyayı da hesaba katmak zorundadır. Televizyonları gazeteler gibi değil. Hatta internet gazeteleri de öyle. Tarih ve Türkçe şuuru yeniden gündemimize girmeli. Gayretsiz, maksatsız ve hedefsiz bomboş hayatlarla nasıl büyük devlet oluruz? Bağdat Caddesinde çılgınca otomobil koşturan gençlerden kaçı o yolun mânâsını bilmekte? Yapılacak iş çok, yol uzun ve dâvâ büyük. Suriye'ye Arapça öğrenmeye gelmiş çok sayıda aklı başında ve kalbi Türkiye sevdasıyla dolu genç var. Buna mukabil Tunus'tan Suriye'ye kadar Arap dünyasında da gençlerde iş adamlarında Türkçe öğrenme isteklerinin ileri düzeyde olduğu görülüyor. Bu milletin mezhep lideri Bağdat'ta, gönül lideri Şam'da, Peygamberi Medine'de, Anadolu medeniyetinin menbaı Türkistan'da. Bir ulu çınar. Kolları dört bir yana uzayıp gitmiş. Çınar, bir zaman budandıysa her kışın bir baharı yok mudur? Şam meydanında mehter "nevbet ururken" dedesi Türk, fakat kendisi tek kelime Türkçe bilmeyen nice genç ağladı. Mehter çalarken yanımızdaki arkadaş gayrı ihtiyari "80 yıldır ilk defa mehter geliyor" dedi. Bunu der demez hemen yanında 18 yaşlarında bir delikanlı, bir kıvılcımı tutuşturan çakmak gibi telefonunu uzatırken iftiharla konuştu "mehter hep buradaydı.." Ekrandaki hilal ve bozkurt sanki onu doğruluyordu. Rejiminin adı, partisi şu-su busu her ne olursa olsun. Onlarla hiç de ilgilenmedik. Suriye gayet liberal bir hayat içinde. Türkiye'de kavga mevzuu hiçbir şey burada mevcut değil. Beşar Esad, hamleler peşinde. Ticaret erbabı, esnaf, Türkiye ile ticareti, iktisadi münasebetleri geliştirmenin arayışında. Dünkü sömürgeciler buralara dolmadan atik davranmalı. Bütün bu işler için işte o yollar, bu coğrafyanın kan damarları olmalı. Türkiye, bir yürek gibi yeniden atmalı. Ve mutlaka Avrasya ve Ortadoğu'da vize ayıbı kalkmalı. İşler çok, yol uzun olsa da idealist insanlar, azimle, gayretle, sabırla bunları aşarlar. Mesele idealizmi öldürmemekte.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.