Yollar yürümekle aşınıyor

A -
A +

1970'li yıllar hükümetinin başbakanı ilk sokak hareketleri üzerine "yollar yürümekle aşınmaz" demişti. Bu söz aslında bir hoşgörüydü. 1961 Anayasası yeni yapılmıştı, bir çok hürriyetler veriyordu. Yürüyüşler bu haklardan birini kullanmaktı. Fakat zamanla onlar sıradan yürüyüş olmaktan çıkıp her gün onlarca insanın ölümüne sebep olan anarşik hadiselere dönüştü. Söz sahibine fatura edildi, hükümetin başını yedi. 1980'li yıllarda ise PKK hareketleri başladı. Bu defa da devleti yönetenler "3-5 çapulcu" dediler. Hareketi hafife almışlardı. "3-5 çapulcu" çoğaldı, büyüdü, birliğimizi tehdit eder hale geldi. Ata nasihati, "tehlike küçük olsa da onu küçük görme" der. Bir zamandır, memurlar ne AB dinlemekte ne kuvvetli parlamento, ne güçlü iktidar. Yollara düşmüş, pankartları açmış zam istiyorlar. Bu bir tehlike midir? Evet tehlikedir. İş bu hale gelmemeliydi. Vatandaşın bu hükümetten neler beklediğini belki hükümetin kendisi bile tam bilemez. Aç insandan daha tehlikeli hiçbir varlık yoktur. Memurlar aç mı? Sadece onlar değil, işçi, esnaf, dar gelirli zümreler, aç değilse de çok da tok sayılmazlar. Geniş kitle kıt kanaat geçinmekte. Bu netice AK Parti hükümetinin mi suçu? Böyle bir söz iftira olur. Recep Tayyip Erdoğan başbakanlığındaki hükümet, olanca iyi niyetiyle çalışıyor. Onun için memur hükümetin kapısında. Şüphesiz ki vicdan sahibi memur, rüşvet, suiistimal gibi yolsuzluklara bulaşmak istememekte. Öyleyse onları buna mecbur etmemeli. Memur yüzde 17 zam istiyor hükümet yüzde 8.2 vermekte. Hükümet prensipte haksız değil. Enflasyonun kontrol dışına çıkmasından korkuyor. Doğru, lakin hiç olmazsa enflasyon veya iki puan üzerinde bir zam vermenin yollarına bakmalı. Bir orta yol bulunmalı. Buna herhalde sendika temsilcileri de karşı çıkmazlar. Zira herkes aynı gemide. Hükümet adına görüşmeleri yürüten başbakan yardımcısı Mehmet Ali Şahin, sağduyulu bir insandır, bu iş azmadan olduğu yerde bitirecek tecrübeye sahiptir. Elinde gerekçeler de var... Başbakan, geçen hafta vatandaşı vergi yükünden kurtaracaklarını, dış kaynaklı üretimler hariç artık zam sözü işitilmeyeceğini, kira için kanuni düzenleme yapılacağını bildirdi. Bunlar güzel haberlerdi. Nitekim petrol dünyada çıldırmışken Türkiye'de vergiden tenzilat yapılarak zamlar vatandaşa yansıtılmıyor. Bu uygulama daha dün yaşandı. Dolayısıyla yüklerin azaltılması ve makul zamlarla memurun durumu iyileştirilmiş olur. Topyekun iyileşme ise 3. yıldan itibaren bekleniyor. Herkes, gün sayıyor. AB, Kızılcahamam terlemesi derken belki memurun feryadı tam işitilmedi. Enflasyon tehlikesi elbette göz önüne alınmalı. O bir dert, ancak hükümetler dert dinleme ve çare bulma mekanizmalarıdır. Eğer memur sokakta kalırsa yarın onlara işçiler de eklenir. Hareketin nerede duracağı da belli olmaz. Geçmişten ders almalı. Bakınız sokaklar aşındı, hem de çok fena aşındı. Başlangıçta 3-5 kişi ortaya çıktı ama on binler öldü. Maddi kayıplarsa Türkiye borçlarını kaç kere öder. Bir koca yangının başlangıcı bir küçük kıvılcımdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.