YÜKSEKÖĞRETİM

A -
A +
YÖK'ün sunduğu 2015 yılı verilerine göre 109'u devlet, 84'ü vakıf üniversitesi olmak üzere Türkiye'de 193 üniversite vardı. 15 Temmuz 2016 Darbe ve İşgal İhanet Teşebbüsünden sonra vakıf üniversiteleri sayısı değişse de bu malûmat, üzerinde konuşacağımız eğitim ve çapı için bir göstergedir.
En çok üniversitesi bulunan illerimiz sıralaması şöyledir:
Antalya 2 devlet 3 vakıf, Ankara 6 devlet 12 vakıf, Gaziantep 1 devlet 3 vakıf,  İstanbul 11 devlet 47 vakıf, İzmir 4 devlet 5 vakıf, Kayseri 2 devlet 2 vakıf, Konya 2 devlet 3 vakıf.
YÖK, vakıf üniversitelerinin başlangıç tarihini 1996 olarak almakta. Aslında Türkiye, 1970'lerde hususi teşebbüs eliyle yüksek tahsil kurumları açmaya başlamıştı. Ne var ki daha sonraki iktidar, bunları kapattı. 20 yıl ziyan olmuştur. Eğer; o günlerdeki başlangıç, olgunlaşarak devam etseydi bugün eğitimimiz daha zengin olabilirdi.
2015 yılı esas alındığında üniversitelerimizdeki öğrenci sayıları da şöyle:
Devlet üniversitelerinde 5 milyon 615 bin 293, vakıf üniversitelerinde 447 bin 593. Toplam 6 milyon 62 bin 886.
Açık öğretimdeki öğrenci mevcudu ise 2 milyon 803 bin 064'tür.
Yüksek lisans talebe sayısı 342 bin 101, doktora talebesi 78 bin 223'tür. YÖK, bütün bu sayıları, erkek ve kız talebe diye tafsilatlandırmaktadır.
Profesör sayısı 20 bin 880, doçent 14 bin 140, yardımcı doçent 33 bin 323,  araştırma görevlisi 45 bin 399'dur.
Doktora ve yüksek lisansla birlikte ortalama 9 milyon gencimiz yüksek tahsil yapmaktadır. Bir başka ifadeyle 18 milyon ilk ve ortaöğretim çağındaki çocuk ve gençlerimiz dâhil edildiğinde tahsil yapanlarımızın yekûnu 28 milyona yakındır. Bu rakam, nüfusumuzun üçte biri civarındadır.
Soru şöyle olamaz mı?
-Petrolü olan yaşlı bir ülke mi, nüfusunun üçte biri 25 yaşın altında olan genç ve dinamik bir memleket mi?
Şaşırtıcı bir veri şudur; "en çok yayın yapan 30 üniversite" sıralamasında vakıf üniversiteleri 20. sıradan başlamaktadır. Türkiye adresli yayınların yer aldığı bilim dalı sayılarında klinik tıp %33.4  iken, eğitim % 0,14  hukuk ise  % 0.012 ile çok düşündürücü bir yerdedir.
Türkiye'de 72 bin 178 Türk vatandaşı olmayan öğrenci tahsil görmektedir. İlk sırada 10.638 kişi ile Azerbaycan, son sırada da 328 kişi ile Habeşistan yer almaktadır. Batı Avrupa ile Kuzey ve Güney Amerika, Avustralya, Malezya, Endonezya ve Japonya gibi Uzak Asya devletlerinden misafir talebemiz yoktur.
Türkiye'den yurt dışına üniversite eğitimi için giden talebe sayımız 42.260'tır. Birinci sırada Almanya, sonuncu sırada Kırgızistan yer almaktadır. Bizden de Uzak Asya ve Latin Amerika'ya talebe gitmemektedir.
Erasmus ve Mevlana Değişim Programları da dâhil edildiğinde en fazla eğitim münasebeti içinde olduğumuz ülkeler Afrika, Balkanlar, Orta Doğu ile OMT/Osmanlı Milletler Topluluğu toprakları, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve Batı devletleridir.
ABD için yabancı devlet vatandaşlarından elde edilen eğitim geliri, hazine için ciddi meblağdadır. YÖK başkanı Prof. Yekta Saraç'ın naklettiğine göre dışarıdan gelen talebe kabulünde İngiltere "memleketimi eğitim çöplüğü yapmayacağım" diyerek seçici safhaya geçmiştir.
Türkiye eğitiminde bütün bu açılımlar sürerken 15 Temmuz ihaneti yaşandı. Bu ihanetin yol açtığı enkazın her alanda olduğu gibi eğitimde de çok dikkatli ayıklanması gerekmekte. Bir talebenin yurtdışı yüksek lisans ve doktora mezuniyet maliyeti, azımsanmayacak meblağlardadır. Hem bu ve hem de insan harcamamayı, insanı yaşatmayı önceleyen esastan hareketle ÖYP/Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı gereği bu imkândan faydalanmış olup da bugün üniversitelerinde işe başlamak için bekleyenlerden suçsuz olanların mağdur olmamalarına dikkat etmeli.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.