Zalimler de ölür

A -
A +

Kim Saddam Hüseyn'in yerinde olmak ister? Vatanından, hürriyetinden, itibarından sonra iki oğlunu da kaybetti. Kaybedilmiş hayatlara bakıldığında bütün debdebe, tantana, şamata, dalkavukluk... hepsi hepsi 25 yıl sürmüş. 25 yılın 8 yılı İran'la savaşarak geçti. 10 yılı da 1. ve 2. Körfez harpleriyle. Saddam, artık son kullanma tarihi bitmiş bir diktatördür. Kendisini oraya getirenler, ipini de çektiler. Muhakkak ki bulunduğu sığınakta hayatının muhasebesini yapmakta. O da Hitler gibi ya şakağına tabancayı dayayacak veya büyük ihtimalle yakalanıp mahkemeye çıkartılacak. İkincisinde sonu baştan belli bir film seyredeceğiz. Dünya bir de aylarca bu davayla meşgul olacak. Tantana, debdebe, şaşaa...Mübalağalı sevgi gösterileri. Katliamlar. İmparatorluk rüyaları. Sefahat ve israf. Güç namına ne varsa onu sahiplenmek. Ve işte böylesine ibretlik sonlar. Zalimin zalim kılıçlarla cezalandırılması. Devrik diktatör, bulunduğu sığınakta bir çobana, kendi yağında kavrulan bir küçük esnafa ne kadar özeniyordur. Nerede o ayaklarına kapanan riyakârlar sürüsü? "Canımız kanımız sana feda ya Saddam!!!" diyen on binler hangi köşe-bucağa saklandılar? Saddam rejimi kaba kuvvete dayanıyordu. Her şeyin Cumhuriyet muhafızlarıyla, silahla, ayaklara kapanan riyakârlarla halledileceğine inanıyordu. Yanıldığını anlamış olsa bile artık ne fayda? Eğer tarih okusaydı, tarihten haberdar olsaydı, çevresinde sözünü dinleyeceği bir-iki insan olsaydı belki bu kadar vahim hataları arka arkaya işlemez ve daha akıllı, mantıklı, muhakemeli karar verirdi. Ama böylesi diktatörler alimdir, bilgedir, tarihçidir, romancıdır, en iyi atıcıdır, onlar öleceklerine bile pek ihtimal vermezler. Hataları, felaketleri kendisini hatta şımarık çocuklarını alakadar etse bir şey değildi. Diktatörlerin kararları, hayatları başına musallat oldukları milletleri de içine alır. Bu sebeple olan bir kere daha zavallı Irak halkına oldu. Yeniden medeniyet merdivenlerinden aşağılara yuvarlandılar. O halk, fakirliği, hastalığı, cahilliği yenmek zorunda. Kim bilir ne kadar zamanda kendilerine gelirler. Kim bilir kaç Iraklı "keşke petrolümüz olmasaydı" diyordur. Diktatörden hürriyetlerini bir kere daha kaybederek kurtulabildiler. Kırk katır mı kırk satır mı? Sualiyle karşılaştılar ve daha kendileri bir şey denmeden bir de baktılar ki işgal altındalar. 25 yıl tantana, şamata, debdebe, ayağa kapanan dalkavuklar... Ve sonunda mezar yeri bulunamayan cesetler. Ve boynu bükük milyonlar. O milyonlar ki kendi istikballeri hakkında başkaları karar veriyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.