"Ergenekon" asrın dâvâsı olarak vasıflandırılmakta. Yirminci asrın dâvâsı hangisiydi, insanların dar ağaçlarında sallandırıldığı sözde İstiklal Mahkemeleri mi, zanlıları içeri tıkan gücün buyruğuna göre hüküm veren Yassıada Mahkemesi mi? On dokuzuncu asra hangi dâvâ mührünü vurdu dersiniz? Kaç kişi Yıldız Parkındaki Çadır Köşkü'ne gittiğinde bu köşkün bir vakitler bir mahkeme salonu olduğunu bilir? Sultan Aziz'i katletme ithamıyla Mithat Paşa burada muhakeme edilmiştir. Dava ikame edildiğinde azledilmiş sadrazamdı. Vak'a esnasında ise Şurayı Devlet/Danıştay reisi. Mahkeme reisi, şahsiyet abidesi büyük hukukçu Ahmet Cevdet Paşa'dır. Hakikaten ne kadar istifadeli olur, biri araştırsa, her devrin mutlaka bir dâvâsı vardır, belki de birkaç. İşte Ergenekon daha şimdiden böyle anılmakta. Ama kim bilir bu yüzyıl daha neler görecek. Belki gün gelecek gündemdeki şu dâvâya böyle bir ismin verilmesi istihza mevzuu yapılacak. Eli kalem tutan hukukçulara ihtiyaç var. Ergenekon'un asrın dâvâsı olup olmadığını zaman tayin edecektir. Dâvâya gelince. Çok geniş tutuldu, dünya adalet tarihine geçecek uzunlukta bir iddianame, binlerce ek evrak Zekeriya Öz adında cesur bir savcı ve cesur yardımcıları. Bu dâvânın altından kalkmak büyük azim, mesai ve sabır ister. Kalkılamazsa yara büyük olur. Bakınız 1999'da bir sıcak dâvâ daha vardı, Öcalan dâvâsı. O yargılamayı kimse gölgeleyemedi. Mahkeme başkanı Turgut Okyay bir beyefendi hakimdi. Kendini hiç ön plana çıkartmadı. Oysa dünyanın gözü İmralı'daki bu mahkemedeydi. Ergenekon dâvâsı, aynı zamanda Türk adliyesinin imtihanıdır; yargılarken yargılanmakta. Suçlama her ne olursa olsun sonuçta adaletin tecellisi beklenecektir. Bunun için de mahkeme hey'etinin çelikten irade sahibi olması gerekmekte. Kararlar doğru, süre kısa olmalı. Zaman aşımı hukukun hicap vesilesidir. Ortada çok ağır bir dâvâ belki dâvâlar ve kolay olmayan sanıklar var. Üstelik ithamlar çok yönlü. Ergenekon, Enver Paşa'nın arkadaşlarıyla beraber bugün İstanbul Valiliği olan Sadaret/başbakanlık binasını bastığı 1913'teki kanlı Babıali Vak'asına dek gitmekte. Hatta daha ötesine de gider, bir uşağın oğlu olan kindar Hüseyin Avni Paşa'nın başını çektiği ve sadrazam Mithat Paşanın da dahil olduğu Sultan Abdülaziz katliamına kadar. Bu değirmen çok su kaldırır. Dava bir kamyon dolusu evraktan meydana geliyor. Hakkında yazılanlarsa TIR'lar tutacağa benzer.