Kadına şiddet, karakolda dayak, faili meçhul cinayet soruşturmaları ve bir dönem F 16'lara yanlış adres verilerek terör örgütünün değil de dağın taşın bombalatılması ihaneti eş zamanlı olarak toplumun önüne geldi. Bunların hepsi aynı maneviyatsızlık temeline dayanmakta. CHP'li bir vekilin 'mele' uygulamasına dair konuşurken din eğitiminden bahsetmesi bizde acı tebessümlere yol açtı. Mele, 'molla' kelimesinin mahalli şivedeki telaffuzudur. Mollalar, her şeye rağmen doğuda ayakta kalabilmiş medreselerden dini tahsil almış insanlardır. CHP'li akademisyen vekil, buna karşı dini tahsilin gereğini dile getirdi. Samimi olabilir. Ne var ki mazi ve vaziyet öyle değil. Bu insanlar, sistemin şiddetine rağmen eğitim aldılar. Alamayanlardan bazıları ise işte böyle oldu. Faili meçhul de kadına şiddet de karakolda dayak da askerdeki satma da hep vicdan ve maneviyat mahrumiyetinden ileri gelmekte. Lafı ağızda dolaştırmaya gerek yok. Allah korkusu olan, şu sayılanların hiçbirini yapmaz. Bu günler dünkü Tek Parti zulmünün, kalblerden manevi değerleri kazıyarak insanda insanlığı bitirmesinin eseridir. Sosyal hadiseler, ertesi gün netice vermez. İşte böyle yarım asır sonra cemiyetin burnundan getirir. Kalkınmada dünya ikincisi, ihracatta dünya birincisi olduğumuz günkü sevindirici haberlerle bu kara haberler üst üste çakıştı. 'Bu başarılarla o rezaletler aynı milletin eseri midir? Faili meçhul de kadına çocuğa şiddet de karakolda vahşet de jetlere yanlış koordinat verme ihaneti de yüz karasıdır. İradeli, ahlaklı, şahsiyetli ve insanlık ve İslamlıktan nasipli kimseler bunları yapmazlar. Fakat yapılmış. Yapılmakta. Ve yapılıyor. Öyleyse çare nedir? Üstünkörü pansuman tedbirlerle çare üretilemez. Belki ötelenir ama kökten söküp atılamaz. Çare, Allah'a inanmak, ahlaka dayanmak, adalet fikrine sahip olmaktır. Sistem, bir anlamda kendi toplumundan 'mele' adı altında din adamı devşirmekte. Demek ki bir boşluk meydana gelmiş. O boşluk, illegal yolla doldurulmaya kalkışıldı. Şimdi icra, onu gerçekçi bir bakışla kendisi tanzim ediyor. Aynı gerçekçilik fire veren diğer alanlarda da olmalı. Aile, emniyet, asker, okul her nerede kayıp varsa bunlara el atılması gerekir. Faili meçhul de karakolda dayak da aile içi şiddet de yüz karasıdır. Bu lekeler silinmeli, hiçbir meçhul suç kalmamalı, herkes fiilinin hesabını vermelidir. Bir taraftan suçlular cezalanırken, diğer taraftan yeni suçluların çıkmaması, cemiyetin küflenmemesi için tedbirler alınmalıdır.