12 Ekim balonu patladı

Daha önceki bir yazımda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'nın 12 Ekim'deki AK Parti Kongresinde partiye katılacağı yönünde söylentilerin arttığını belirtmiştim. Bu söylentilerin gerçek bilgi değeri taşımadığını ama şehir kulisinde konuşulduğunu da yazmıştım. Bir ekip anlayışı içersinde, hareket eden koronun birbirlerinin kulağına fısıldayarak yaydıkları, dedikoduyu dönüp dolaşıp, kendi kulaklarına fısıldadığında gerçek olduğuna inandıkları, (aslında inanmak istedikleri) bir durumdu bu. Evet 12 Ekim balonu patladı. Şimdi ümitler Sayın Başbakanın İspanya gezisinden sonra İstanbul'a uğradığında yapılacak görüşmeye kaldı. Ama, umut etmekle yol alınmıyor ki... Ben bu görüşmeden de net bir sonuç çıkacağını sanmıyorum. Zamanında birilerinin birilerine döktürdüğü terler, şimdi tersten terletiyor. Sonuç ne olur, nasıl olur, zamanın getirdiği ile siyasetin dengeleri, belki de birilerinin çok istediği sonucu aldırabilir. Ama bu süreç içinde dökülen terler, inanın bir kazanı doldurur. YSK, yerel seçimlerin yapılacağı tarihi açıkladı. 28 Mart'a kadar birileri hâlâ korosuna başka başka türküler söyletebilir... Güzel bir sözü hatırlatmak isterim. 'Hersey aslına rücu eder.' Tavsiyem odur ki; Bu güne kadar şu veya bu sebeble kırdığınız gönülleri 'Başkanlık' makamında iken tamir ediniz. Bir özeleştiri, bir iç muhasebe yapmak güzel şeydir. Yerel yöneticilerimiz, şehirlerinin, ilçelerinin, beldelerinin 'emin' insanları olma durumundaydılar. Olanlara, 'ne mutlu' olmayanlara, 'yazıklar' olsun... Daştan'ın ekmeği taştan Siyasetçimizin alıştığımız görüntüsünü gözümüzü yumsak hayal edebiliriz. Adaylığı öncesi halkın orta katmanı, adaylığı süresinde vatandaştan biri, görevin ilk günlerinde kapısı seçmenine açık, git gide kapanan kalınlaşan kapı, sonra duvar olur. Orta katman olan siyasetçimizin; gardırobu değişir, berber yerine gittiği kuaförde saç modeli değişmeye başlar. Sonra bir değişimdir başlar, arkadaşlarından, çevresinden ve çocuklarının okullarına hatta aile boyu bindikleri arabalara kadar. Bu örnekleri bildik görüntülerle istediğimiz kadar çoğaltabiliriz. Ama siyasette, belirli makamlara ulaşıp ta, dün sahip olduğu mal varlığını geriye düşürmek, ya acemi siyasetçinin işidir, ya da dürüstlük timsali olmayı göze alabilmiş yiğit er işidir. Standart siyasetçi profilimizin üstüne çıkanlar yok mu? Elbette var... Acemi mi, yoksa yiğit mi? Sahip olduğu makamlara rağmen, maddi imkanı aynı ölçekte gelişmeyen bir ismi sizlerle paylaşmak istiyorum. 1989-1994 arası Bayburt Belediye Başkanı olan Muammer Daştan... Memleketinde siyaseti noktalayıp, çocuklarının eğitimi sebebiyle İstanbul'a göç eder... Sonra Bayburtluların da yoğun olduğu Bahçelievler'de, Başkan Saffet Bulut, Muammer Daştan'ı yardımcılığına getirir. Daştan, bu 5 yılda da hemşehrilerinin yüzünü kara çıkartmadan görevini noktalar. Sonra milletvekili olmak için, adaylığını açıklar ve kazanması mümkün görünmeyen bir sıradan aday gösterilir. Sonuç alınamayan bu adaylıktan sonra, birçok belediyecimizin, görev sonrası kalburüstü işadamı, kesildiği noktada, Daştan normal hayat standardını sürdürmekte zorlanır. Tipik bir Anadolu insanı... Bahçelievler Belediye Başkan Yardımcılığı görevinde tanıştığım Daştan, tipik bir Anadolu insanı, hayatın zorlukları karşısında, hayıflanarak ta olsa, vaktinde elimde şu imkanlar varken, 'keşke' diye başlayan bir cümlesine ben şahit olmadım. Hep şükreden bir tavır... Daştan'ın, Bayburt Belediye Başkanlığı döneminde yaptığı icraatları konu alan kitabının ön sözünde şu ibareler dikkat çekici; "Hep en iyiye, en doğruya ve en güzele layık olduğuna inandığım, muhterem hemşehrilerimin, ellerinde samimiyetimizin ve dürüstlüğümüzün belgesi olacak bu kitap ve Bayburt Belediye Başkanlığı ünvanı çocuklarıma bırakacağım en önemli miras olacaktır." Neticede tecrübeli bir belediyeci olan Muammer Daştan'a Beşiktaş Belediye Başkanı Yusuf Namoğlu vefa gösterir. Beşiktaş Belediyesi Başkan Danışmanı olarak görev alan Muammer Daştan dürüstlüğü ve güvenirliliği ile Beşiktaş Belediyesi'nin kamu ihalelerinden sorumlu hale getirilmiştir. Başkan Namoğlu'nu hem isabetli kararından dolayı, hem de vefasından dolayı insan olarak kutluyorum.