Bakırköy Belediyesi, Sümerbank'ın özelleştirilmesi ile kendilerine geçen Bizans dönemine ait Hebdoman Tribunalis kalıntıları için bir arkeoloji parkı oluşturdu. Kızılay Tıp Merkezi'nin bahçesindeki parkta sergilenen eserler hakkında Bakırköy Belediye Başkanı Ahmet Bahadırlı şu bilgileri verdi: "Kostantinopolis'in girişi Altın Kapı'ya 5 kilometre uzaklıktaki Hebdoman adlı bölge, Bizans İmparatorluğu'nun sayfiye yeri ve siyasal açıdan önemli bir merkeziydi. Hebdoman'da Çırpıcı Deresi'nin geçtiği ve bugünkü Veliefendi Hipodrumu'nun bulunduğu yerde Campus adı verilen Bizans ordusunun en büyük talimgahı yer almaktaydı. İşte burada yer alan eserler vatandaşlarımız tarafından açıkhava müzesinde izlenebilecek." Depremden ders almadık mı? Kızılay Tıp Merkezi'nin bahçesindeki parkta yapılanlar güzel ama! Bakırköy Belediyesi, birçok vatandaşımızın ölümüyle sonuçlanan ve beraberinde ekonomik krize neden olan, büyük Marmara depreminden ders çıkarmamış gibi görünüyor. Florya-Şenlikköy semtlerinde imara aykırı yapılaşmaya karşı hiçbir denetim yapılmadığını üzülerek görüyorum. Ne yazık ki belediye bu konuda görevini yapmayarak, suç işlemeye devam ediliyor. İlgili ve yetkili denetim mercileri ne zaman harekete geçecek bilinmez. Yine Bakırköy Özgürlük Meydanı'ndan İstanbul Caddesi'ne inerken, hemen sol tarafta bir döviz bürosu gördüm. Buranın imar durumu nasıl onaylandı; Benim bildiğim kadarıyla döviz bürosunun yeri imara hiçte uygun olmadığıdır. Bu şehrin denetim kurumları neyi nasıl denetliyor artık görmek istiyoruz. Eleştiride nezaket farkı Geçtiğimiz haftaki Güngören izlenimleri yazımız üzerine Basın Danışmanı Metin Albayrak aradı. Hal hatırın arkasından "Sadık abi sen olumlu da olumsuz da yazsan bizim Sadık abimizsin dedikten sonra kısa yazımız üzerine uzun bir sohbet yaptık. Bu arada başkanın izinde olduğunu, gelince başkanın da uyarıcı yazıyla ilgili teşekkür edeceğini söyleyerek, bence güzel bir tavır sergiledi. Aynı haftaki köşemizde "Ümraniye Ormaniye mi" başlıklı yazımızla ilgili olarak da belediyenin basın danışmanı tarafından arandık. Faysal bey sözkonusu yazımızda eksik bilgi olduğunu belirterek, bahse konu yerlerin ana arter oldukları için sorumluluğun büyükşehir belediyesinde bulunduğu gibi teknik bilgilerle bizi donatmak istiyor. Kendileri sağolsun. Ancak, benim meslek hayatımın tamamının yerel yönetimler alanında olduğunu bilmediğinden, bilirkişilik üslubu doğrusu beni şaşırtıyor. 'Nezaket, basın danışmanlığının olmassa olmazıdır' Faysal beye hatırlatacağım tek ilke bu... Tarzımızı, tavrımızı, netliğimizi, yalınlığımızı sorgulama düsüncesine birçok kişi girmiştir, ama bir kere de olsa mahçup olmayı isterdim." İş, topu taca atmak Şimdi gelelim; esas konuya. Anaarterler büyükşehir belediyelerinin kontrolünde. Şimdi bir belediye sorumlusu veya ilçe mülki amiri şu sokak benim, burası başkasının diğeri öbürünün sorumluluğu diyebilir mi? Ümraniye'nin sorunlar yumağı haline gelmiş olmasında sanırım en büyük katkı bu anlayıştır. Sayın Bingöl o zaman çıkıp halka şunu mu söyleyecek? İlçemizdeki caddelerin büyük sokakların sorumlusu ben değilim. Ancak dar ve çıkmaz sokaklardan sorumluyum mu diyecek. Ve ben yazımda sadece yerel yöneticileri değil ilçenin mülki amirlerine de seslendim, amma feryat danısman kardeşten geldi. Ana arterin tabela vergisinde varsınız, katkı paylarında varsınız, çöp vergilerinde varsınız, emlak vergilerinde varsınız (vs) ama kargaşayı gidermekte Ümraniye'deki problemi Saraçhane'ye paslıyorsunuz. Buna topu taca atmak denir. Bu da bir yerel yöneticinin yapacağı en son hareket olabilir. Kaldırım Showroom Bisikletçi, mobilyacı, pastaneci vs... dükkanın önünü yani kaldırımı showroom haline getirirlerken, mamüller kaldırım üzerinde teşhir edilirken, yayaların kullanmak durumunda oldukları, kaldırımların işgaline son vermek sizlerin görevi değil mi? Sesinizi sizi kibar dille uyarana değil, caddeleri, sokakları, kaldırımları işgal edenlere, kaçak kat yapanlara, tarihi yapıları yok edip yerine inşaat yapanlara yükselteceksiniz beyler. Bu arada, gerek telefonla, gerek faksla, gerekse e-maille, bizlere ulaşarak "Allah razı olsun, Ümraniyeli'nin sesine tercüman olduğunuz için size minnettarız" diyen ilçenin bürokrasisinden başlayarak bütün okurlarımızın duyarlılığına ben de ayrıca tekrar teşekkür ediyorum. İlçeden tepki yağıyor Evet bürokrasiden bizzat cep telefonumdan arayan duyarlı yöneticilerimizin olduğunu görmek beni ayrıca sevindirdi. Ümraniye'nin tarihçesini ortaya koymak istiyorum diyen ve 41 yıllık Ümraniyeli olduğunu belirten okurumuz Nebiye Bektaş hanımefendi, "Sadık bey buradaki problemlerin 4'te birini yazmışsınız. Çarşıdaki Cevher Ağa Cami'nin karşısındaki yolda bulunan aynı isimle çeşmemiz yok edilerek yerine iş merkezi yapıldı" diyerek tepkisini dile getirdi. Nebiye hanımın nazik davetlerine icabet ederek, önümüzdeki günlerde kendisine uğrayıp dertlerini dinleyeceğim. Anlatacağım çok şey var diyen Nebiye hanıma problemin Faysal beyin de söylediği gibi; "Büyükşehirin ilgi alanında" olduğunu söylüyorum. Nebiye hanım; "İyi de Büyükşehire biz mi gidip dert anlatacağız. Seçimle veya atamayla bu ilçede yöneticilik yapanların görevleri, işimiz düştüğünde bizlerden para toplamak mı? Böyle bir anlayış olabilir mi?..." Evet çığ gibi bir tepki bizlere böyle yağdı sayın yetkililer... Siyasi meslek sahipleri Ben bu ilçemizde yaşayan onbinlerce insanımızın dile getirdiği günlük sıkıntılarını aktardım. Mesleğimin sınırını bilen, vatandaşımızın galiz sözlerini, kendi üslubuma çevirerek yazmaya çalışan biri olarak siyaseti meslek edinmiş, heyecanlarını yitirmiş ve oluşturdukları siyasi aşiretlerinde kendilerine makamlar peydah etmiş olanlarla aynı düzleme giremem. Ben bu gelişen ilçemizin yerel yönetimine, makamları ve belediyeden elde ettiği bilgileri kullanarak, kimlerle, nereleri, hangi işleri, ihaleleri, yer tahsislerini, kaçak katlar gibi soruları mı sordum? Hayır... Dediğim şu; Ümraniye'deki insanımızın yürüme sıkıntısı var. İşgal altındaki caddelerinde yürüyemiyorlar... Belediyenin de yapması gereken, bizi bilgi eksikliğiyle geçiştirmek yerine, 'Evet bizim de aşmak istediğimiz sıkıntılar bunlardı. Sizlerin de dile getirmesiyle problemlerin üzerine daha fazla gideceğiz' demekti. Ancak Ümraniye Belediye Başkanı Mehmet Bingöl diyorsa ki; Ümraniye'nin caddeleri, sokakları ve yaya kaldırımları bizi ilgilendirmiyor. O zaman ben de diyorum ki; Allah, Ümraniyeliler'in haline acısın... Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, Ümraniyeli'nin sesi, Ümraniye Belediyesi tarafından duyulmuyor, acaba siz duyabilir misiniz? Sayın başkan, kaçak yapı var mı? Büyükçekmece ilçesi Tepecik Belde Belediyesi sınırlarında kaçak yapılaşmayla ilgili şikayetler alıyorum. Tepecik Belediye Başkanı Zeki Bora'nın sanırım bize gelen şikayetlerden haberi vardır. Bu kaçak yapılaşma konusunda daha hassas olunması gerekir diye düşünüyorum. Sizce de öyle değil mi sayın başkan? Nereden çıktı bu Akbil çilesi? İETT kaş yapayım derken göz çıkarttığının farkında mı bilinmez ama, olan her zaman yine vatandaşa oluyor. Büyükçekmece, Beylikdüzü ve Avcılar bölgelerinde yaşayan birbuçuk milyon vatandaşımız İETT'nin yeni uygulaması sonucu yeni bir çile ile tanıştı. Daha önce bu bölgelerden vatandaşlar Taksim ve Yenikapı gibi merkezlere tek vasıta ile ulaşabilirken, şimdi Yenibosna veya Bakırköy'den aktarma yapmak zorunda kalıyor. Belediye bu kararı uygularken Akbil kullanımını teşvik etmek istiyor olabilir. Yani belediye otobüsüne binen vatandaşı Yenibosna veya Bakırköy'de inmeye zorlayarak raylı sisteme yönlendirmek akıllıca bir düşünce de olabilir. Ama pratik zekâsı, akıllı yönetimi ile yakından tanıdığım İETT Genel Müdürü Rıdvan Aslan'ın bu uygulamasını okuyucularım adına ben de doğru bulmadım. Akbil kullanmayan vatandaş niye çile çeksin? Tek vasıta ile bir milyona Taksim'e giden Akbil'siz vatandaş şimdi hem aktarma ile çile çekiyor, hem de ek ücret ödüyor. Buna 'Akbil çilesi' denmez de ne denir? Büyükçekmece'de öncelik; eğitim ve sağlık Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün yatırım planlamasında eğitim ve sağlık konularına öncelik veriyor. Türkiye'nin en büyük sorununun eğitim ve sağlık alanlarında yatırımların zamanında yapılamadığından kaynaklanıyor diyen Başkan Hasan Akgün, bu konuda ülke olarak ne kadar geri kaldığımızı söylüyor. "AB normlarını yakalamak istiyorsak öncelikle eğitim ve sağlık alanlarında büyük reformlar gerçekleştirmemiz gerekiyor. Ve ne yazık ki bugüne kadar bu iki hayati alana yeterince önem gösterdiğimiz söylenemez" diyen Başkan, Büyükçekmece'de Belediye olarak gerçekleştirdikleri eğitim yatırımları hakkında bilgi veriyor. Bugüne kadar 10 okulu tam teşekküllü olarak milli eğitim yetkililerine teslim eden Büyükçekmece Belediyesi bu hayırlı yatırımları ile ilçenin eğitim yarasına büyük oranda neşter vurmuş gibi görünüyor. Ne diyelim, bize de bu hizmette emeği geçenleri kutlamak düşüyor.