Bas cezayı, al bağışı, yap binayı!

A -
A +

Evet bu yazımız, geçen Pazartesi günü yayınlanan "Kaçak-çıkar meselesi" adlı makalemizin devamıdır... Türkiye'nin gündemini, yaz aylarından sonra, kanunen 18 Nisan'dan geriye bırakılamayacak olan yerel seçimler oluşturacaktır. Şimdiden tahminim odur ki AK Parti genel seçimlerde kazandığını bu yerel seçimlerle perçinleyecek aynı zamanda Hükümet, bununla bir "güvenoyu" olarak siyasi söylemini de güçlendirecektir. İşin bu tarafı doğrusu beni ve kamuoyunu çok ilgilendirmiyor. Bir başarı olmuşsa elbette bunu kazanan siyasi partimiz bunu deklare edecek ve kamuoyu desteğine vurgu yapacaktır. Ancak özellikle her yerel seçimler öncesi yaşananlar sanırım bu yazdan sonra daha da artarak gündemimize gelecektir. Zaten gündemde şöyle veya böyle bir imar affı da sözkonusu iken, bunun üzerine yerel seçimlerin de gelmesi ile kaçak yapılaşma, (yasal olmayan gündüzkondu binalar) artacaktır. Başkanlarımız; ceza kılıcıyla, belediyenin filan vakfını adres gösterip, bağış ile bina dikilmesine göz yummasınlar. Hele hele para cezasıyla bu kaçak yapılaşmanın önüne geçilmediği ayan beyan ortadadır. Eğer merkezi idare ve yerel yöneticilerimiz gerçekten dile getirdikleri gibi, şehirlerde kaçak yapılaşmayı önleyip bir ıslah düşünüyorlarsa çok basit... Hem kaçak yapılaşmanın önüne kendiliğinden geçilecek, hem arazi mafyaları oluşmayacak, hem de her vatandaşın hakkı olan hazine malını korumuş olacaksınız. ğ Çözüm, hazinenin malı olsun Kaçak yapılaşmanın özellikle şehrin orman olan fakat orman vasfını kaybeden beldelerde de hız kazandığını görüyoruz. Devlet ve belediye ortaklaşa bir çalışma sürdürmek suretiyle "kat karşılığı" gibi bir proje hayata konabilir. Kaçak yapılaşmanın önüne geçmek için kanuna bir iki madde eklemek yeterli olacaktır. Hazine arazilerinde yapılan kaçak yapılar "hazinenin malı" olacak, denecek, yani yapılan kaçak bir villa hazineye kalacak. Böylelikle yıkıp yakmaya fırsat tanınmayacak. Hatta kaçak yapının sabi çocukların psikolojilerinde derin yaralar açacak manzaralarla bizleri karşı karşıya bırakmayacaktır. Bütün mesele kanuna "kaçak yapılar hazine malı" maddesini ekleyip uygulamaya geçmektir... Çünkü gecekondu olarak yapılan bir kaçak yapı aynı zamanda rant kapısı oluyor. Şehirlerin hızla gelişmesi gecekondusu olan için bir ikramiye... Çünkü yerine yapılacak yeni bir bina için 3-5 daire teklif ediliyor. Bu yer şehrin cazibe merkezlerine yakınsa trilyonlara varan bir zengin haline geliveriyor benim gecekonducum. Oysa o yerde her bireyin en az onun kadar hakkı var. Peki bunu koruması gereken idareciler ne yapıyor, önce yapmasını seyrediyor, ondan sonra bir af maf geliyor. ğ Hamle sırası Başbakan'da İşin özü İstanbul şehrini iyi tanıyan, 4 yıl belediye başkanlığı yapan Recep Tayyip Erdoğan artık Başbakan... Hem de Mecliste sayısal çoğunluğu elinde bulunduran bir Başbakan... Yukarıda dile getirdiğimiz haksız kazanca, böylesi bir mantıkla yaklaşması vatandaşların kendisinden beklentisidir. Sayın Başbakan, hazine arazilerine yapılan kaçak yapılar, hazinenin malı olacaktır, kanun maddesi, sanırım bu probleme neşter vurmak için yeterli olacaktır. Kaçak yapılar ile ilgili olarak böyle bir hamle yapılırsa, belediye başkanları düşünmeye başlayacak, kaçak yapı yapacak olan ise "hazineye villa veya gecekondu" hiç yapmayacaktır diye düşünüyorum. Zira mat etmek için önce şah çekmek gerekiyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.