Yaz ile birlikte piknik mevsimi geldi çattı. Hele haftasonu oldu mu İstanbullu evinde oturmak istemiyor. En azından kahvaltısını, öğle yemeğini dışarıda açık alanda yemek istiyor. Şimdi bunun çaresi var diyeceksiniz. Hakikaten çok hoş restoranlarımız var. Hele geniş yeşil alan içindeki kasırlarımız hem atmosferiyle hem de mönüsüyle enfes. Ancak vatandaşın istediği bunlar değil. Onlar çocuklarının koşup eğlenebileceği kendilerinin de bütçelerini sarsmadan domates, peynir ehh biraz da mangala koyacakları iki parça etle güzel bir gün geçirmek istiyorlar. Haftasonlarını bile beklemeyen insanlarımız akşamüstleri sahil kenarlarında, Kazlıçeşmede, E-5 ve TEM otobanın kenarlarına hemen sofralarını kuruyorlar. Avrupa Yakasından örnek var mı? Burada dikkatimi çeken olay ise, İstanbul'da sadece bugünkü başkan değil belki son birkaç dönemdir vatandaşların bu sıkıntısını giderecek ciddi bir çalışmanın yapılmamasıdır. Kazlıçeşme'yi bir kenara bırakırsak İstanbulluların kendilerini dışarı attıklarında çocuklarıyla bir yere sofra kurup piknik atmosferine bürünebilecekleri bir yer söyleyebilir misiniz? Belediye Başkanlarımıza sormak gerekiyor. Elbette sizin bütün projeleriniz vatandaşların öncelikli ihtiyaçlarını karşılamak sonrasında da yaşam standartlarını yükseltmek bunu biliyoruz. Peki bir mesire yeri ne zaman gündeminize girecek. Gerek Anadolu Yakası'nda gerekse Avrupa bölgesinde insanımızın nereye gidelim bir açık havada yemeğimizi rahatça yiyelim diyebilecekleri bir yer gösterebiliyor musunuz? 'Marka' proje olabilir Bu insanlara sadece zeytinyağlı yiyin demek çare olamaz. Bu tür değişimlerin kanun yoluyla sağlanamayacağını ne zaman öğreneceğiz bilmiyorum. Zaten öyle bile olsa bırakın mangalını etini. Domates peynir yiyebileceği bir adres varsa ben sayın başkanlardan öğrenmek istiyorum. Malum bölgelerde İstanbullular için ızdırap günleri başlıyor ve çocuklar ille de piknik diye tutturacaklar... Çıksa vatandaş yola, iki şerit yolda kilometrelerce uzayıp giden otomobil kuyrukları. Bu metropolün insanı TEM kenarı, E-5 kenarı, deniz kenarı, kısaca aklınıza gelebilecek en ufak bir yeşil alanı değerlendirmeye çalışıyor. Bütün bunlar beraberinde şehrin içini pislik içinde bırakıyor. Bence burada özellikle Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'ya çok görev düşüyor. İstanbul'a iki mesire yeri kazandırırlarsa inanın kuşaklar boyunca isimleri herkes tarafından hayırla yâd edilecektir. Hatta Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna işte benim "marka" projem bile diyebilir... Tabi İstanbullunun talebi ve ızdırabı olan böyle projeleri sayısız danışman kadrolarının sunması gerekirdi. Biz İstanbullunun ciddi anlamda ihtiyacı olan piknik alanlarının tüyosunu vermiş olalım. Tabiî yaptırma kararını vermek sayın başkan Ali Müfit Gürtuna'ya düşüyor. Beylikdüzü Kadının fendi Eski adı Kavaklı yeni adı Beylikdüzü'nün yeni Belediye Başkanı Şenel Turan ile 'sarkıntılık olayı'nı makamında konuştuk. Bir komplo ile karşı karşıya kaldığını çeşitli örnekler vererek içtenlikle anlatan Başkan Şenel Turan, bu konuda başrolü oynayan bayanın işten çıkarıldığı için böyle bir komployla karşılaştığını söyledi. Başkan Turan'ın anlattıkları 'arkanda dayın olacak' sözünün ne kadar geçerli olduğunun somut bir belgesi niteliğinde... İşte sözkonusu bayanın işten çıkarılmaması için devreye giren hatırı sayılır isimler, işte Başkan Şenel Turan'ın anlattıkları: "Bu bayanın işten çıkarılmaması noktasında, ANAP Genel Başkanı Ali Talip Özdemir'in Özel Kalem Müdürü bile aracı oldu. Eski Başkan Orhan Traşoğlu'nun İl Genel Meclis Üyesi olan abisi Cemil Traşoğlu ile yine Avcılar'ın İl Genel Meclis Üyesi Kandemir Paşaloğlu da bu bayanın işiyle ilgili ricalarda bulundu" diyor. Bahçelievler "Yolumuz tamir edilsin" Bahçelievler'deki ara sokaklar çok bakımsız. Belediyenin bozuk yolları bir an önce asfaltlaması gerekiyor. Hep yer üstünde görünenler yapılıyor nedense!... Yenibosna Smart ve Kom mağazasının arasından geçen bu yolun tamir ve onarılmasını istiyoruz. Bu yol bir de E-5 ve E-6 bağlantılı, bunu belediye nasıl görmüyor haberleri mi yoktur, bunu ilgili makamlara iletmenizi istirham eder başarılar dileriz, bir grup çevre sakini. Evet Saffet başkan'a biz de problemi iletmiş olalım... Bağcılar 'at'tan düşen örneği Bugüne kadar örnek çalışmalarıyla dikkat çeken Bağcılar Belediyesi kendi beldesindeki değişimin yanında, zorluk çeken yurt genelindeki 38 belediyeye de yardım elini uzatıyor... Kıbrıs'ın Dipkarpaz Belediyesi'ne yardım elini uzatan Bağcılar Belediye Başkanı Feyzullah Kıyıklık,1992 yılında işbaşına geldiklerinde Bağcılar'ın bakımsız, sahipsiz, hizmetin ve yatırımların yapılmadığı bir bölge olduğunu söyledi. Bu sıkıntıların etap etap çözüldüğünü belirten Belediye Başkanı Feyzullah Kıyıklık, "Bağcılar, çamur bozuk ve çukurlarla dolu yolları, çöp yığınları, yüzlerce hayvanın barındığı ahırlarıyla bilinen bir ilçeydi. İlk dönemde çok sıkıntılar yaşadık. Bunları unutmadık. Biliyoruz ki halen bu durumda olan birçok ilçe ve belde belediyemiz var. Çektiğimiz sıkıntalar sebebiyle onları çok iyi anlıyoruz ve elimizden gelen her türlü desteği vermeye devam edeceğiz" diyor. Nasrettin hocanın malum, "bana attan düşeni getirin" sözünün bir uygulamalısı olsa gerek... Fatih 'Fuhuş pazarlığı yapılıyor' Vatan Caddesi eski konumuna döndü diyen sakinler; caddenin gece ve gündüz fuhuş pazarlığı yapılır hale geldiğini emniyet güçlerinin ise bunlara pek aldırış etmediğini ifade ediyorlar. Birileri buna dur demesi gerekiyor diyen çevre sakinleri: "Kız çocuklarımızla dışarıya çıkamaz olduk. Şadiye Hatun Kliniği ile Vatan Hastanesi arasında kalan bu bölümde böyle rahatsız edici işlerin döndüğü hatta bunların buradaki oteller vasıtasıyla desteklenir hale getirildiği" belirtiliyor. İstanbul Emniyet Müdürü Celalletin Cerrah kısa sürede gösterdiği performansla başarılı çalışmalara imza attı. Ancak halkı ciddi anlamda rahatsız eden 'ahlaki' operasyonlar ve son zamanlar da artan oto hırsızlıkları konusunda İstanbullu'nun şikayet feryatları bulunuyor... Sayın Celalettin Cerrah'ın dikkatine... İSFALT'tan belediyelere uyarı İstanbul Büyükşehir, ilçe ve belde belediyelerine asfalt üreten kurum olan İSFALT'ın Genel Müdürü Hasan Arpacı geçtiğimiz günlerde gazetede ziyaretime geldi. Arpacı ziyarette eğer uyarılara dikkat edilmezse asfalt sezonunun sıkıntılı geçeceğini dile getirdi. Probleme yeni yasanın sebep olduğunu dile getiren Genel Müdür Hasan Arpacı, ilçe belediyelerinin nasıl asfalt alacağının henüz belli olmadığını söyledi. Eskiden alındığı gibi protokol yapılarak asfalt verilmesi noktasında isteyen belediye başkanları olduğu yönünde bilgileri olduğunu ifade etti. Geçen yıl İstanbul'a asfalt verme noktasında 7 trilyonluk bir sübvansede bulunduklarını belirten Genel Müdür Hasan Arpacı; "Şu an belediyelerin nasıl asfalt alacağı noktasında hâlâ belirsizlik var. Problemin giderilmesiyle birlikte biz asfalt veririz. Bu gecikmeden İSFALT A.Ş.'nin sorumlu olmayacağının bilinmesini istiyoruz. Belediyeler İSFALT'ın asfalt verme programına uyması halinde problem yaşanmayacaktır. Aksi halde problem kaçınılmaz olur. Büyükşehir Belediyesi olarak 2002 yılında 33 trilyonluk asfalt verdik. Bu yıl özellikle gecikme sebebiyle her belediyenin bizim verdiğimiz proğrama mutlaka uymalarını istiyor ve bekliyoruz" dedi. Aylık 73 milyara çıkan park ihalesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin faaliyet raporu görüşmelerinde de dile getirilen Bayrampaşa Şehir Parkı (Mega Park) ihaleye çıktı. Park ihaleye 7,5 milyarla çıktı. Toplam 468 dönümlük bu parkın içinde, restaurantlar, kafeteryalar yürüyüş alanları, anfi tiyatro gibi birçok sosyal donatı alanları yer alıyor. Parkın bakımını da yine ihaleyi kazanan firma üstlenecek. Parkın ilk ihalesine 25 firma katılıyor, ilk ihale de 73 milyar gibi aylık rekor bir kira bedeline kadar çıkmış... Yerel yönetimlerimiz bir yapı işinde, kırımı en fazla yapan firmaya ihaleyi vermek zorunda... Bu konuda ise ihaleye en fazla bedel veren firma parkın ihalesini kazanmış oldu. Ancak daha sonra firma ihale bedelinin altından kalkamayacağını öne sürerek ihaleyi iptal ettiriyor. Ve park tekrar 21 milyar aylık kira bedeliyle ihalede kazanılıyor. İhaleye Komisyon Başkanlığı eden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Şaban Erdem belediyenin geliri noktasında ihaleyi en yüksek bedelle verdim diyorsa mesele ortadan kalkıyor. Benim kafama takılan şu: Düz bir mantıkla ihaleyi eğer eski firma kazanmadıysa pekala bu ihaleyi 22 veya 25 milyara alabilirdi. Sanıyorum ilkinde 73 milyar'a kadar ihaleyi çıkartan firma, 20'li milyarların altında kalmazdı, kalmamalıydı.