Başkanın açılışlarında siyasi desteği neden göremiyoruz? Nasıl yani diyenler için isterseniz konuyu biraz açalım: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna ve ekibinin İstanbullulara sundukları projelerin temel atma veya açılış törenlerinde bir boşluk var. Düzenlenen törenlere baktığımızda başkanın yanında duran kadro aynı. Çoğu sanatçı, basınla irtibatlı isimler. Bir de belediye çalışanları. Elbette başkanın yanında çalışanları olacak diyebilirsiniz. Kısaca başkanın yanında duranlar bürokrat, çalışan, danışman kadrosu vs... Peki ama her açılışta neden birkaç tane ilçe belediye başkanı yok. Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 202 üyesinden neden üçü, beşi, onu hazır değil. Bu proje bu meclisten geçmedi mi? Geçti. Peki meclisten geçen bir projenin, hayata geçirilişine yani açılış törenine, neden meclis üyeleri gelmez? Yoksa davet mi yok, bu ilgisizliğin altında bir sebep mi var? ğ Güçlü görüntü yok Demek istediğim şu: Başkan birtakım projeleri kamuoyuna gayet güzel açıklıyor, anlatıyor. Temel atmada veya açılışta bakıyorum Başkan Gürtuna ya yalnız adam görüntüsü veriyor ya da tek adam. Bence her ikisi de olumsuz. Yatırımların ve açılışların arkasında meclis olursa gerçekten daha güçlü bir görüntü olacaktır. Tek adamlık günümüzde çıkmaz bir yol. Hele yerel yöneticilerde. Seçilmiş meclis üyelerinin yanısıra, siz sivil toplum kuruluşlarını, şehrin dinamiği olan bütün gönüllü, resmi veya yarı resmi kurumları, kuruluşları yanınıza almak durumundasınız. Ama ille de ve öncelikle kendi meclisinizi... ğ Akvaryumun takipçisi Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna hakkında Florya sahil şeridinde yaptırılacak olan 'Deniz Akvaryumu' ihalesi ile ilgili eski ANAP'lı şimdi bağımsız meclis üyesi olan Hamdi Karakaya tarafından gensoru önergesi verilmişti. Meclis, bu gensoruyu 'ifadelere' göre önce tam anlamadan kabul etmiş, sonra yine 'teknik' bir ifade ile gensoru reddedilmiş. Bu gensoruyla başkanın düşürülmesi durumunda, gelişebilecek olaylara kendini hazır hissetmediği veya başkanın yargı kararıyla geri dönmesi gibi, sebeplerle olay kulak arkasına atıldı. Bence de bu doğru bir karardı. Neyse işin bu yönleri biraz farklı. Bu ihaleyle ilgili birtakım fısıltılar kulağımıza gelince, verdiği gensoruya, sahip çıkıp çıkmadığını, Meclis Üyesi Hamdi Karakaya'ya sorduk. Sonuna kadar arkasındayım diyen Karakaya; "Valiliğe bu konuyla ilgili başvurdum" diyor. Sahi bizim bu konuları işlememizin ardından, bazı meclis üyeleri de başka belgeler var diyorlarmış... ğ Erdoğan ile Gürtuna farkı AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde 'Akvaryum' ile ilgili bir proje önüne getirilir. Projeyi gören Başkan Erdoğan İstanbul'un böyle bir esere kavuşmasının çok güzel olacağını belirtir ve hemen proje sahiplerine her türlü yardımda bulunmayı vaat eder. Ancak Başkan Erdoğan'ın bir ön şartı vardır. Projeye bir kuruş bile vermeyeceğini, proje sahiplerinin bunu baştan bilmeleri gerektiğini söyler. Başkan Recep Tayyip Erdoğan İstanbul'un önceliklerinin çok başka hizmetler olduğunu ancak, kaynak kullanılmamak kaydıyla güzel projelerin de desteklenmesi gerekliliğine işaret eder. Bu anlayış çerçevesinde projenin yapılabilmesi için yer tahsisinde bulunabileceğini ve yap-işlet-devret metodunun en geçerli yol olduğunu söyler. Projenin sahibi İngiliz grup, teklifi kabul eder ve İstanbul'da Haliç başta olmak üzere birkaç yer gezilir. Ve bu sırada İngiltere'de de aynı projenin açılışı yapılacaktır. Grup, İngiltere'deki açılışa eski Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı eşi ile birlikte davet eder. Evet Büyükşehir Belediyesi'nde akvaryumun böyle bir serüveni var... Bir o dönemdeki anlayışa bakalım. Bir de bugün tartışılan akvaryum projesine. Teknik olarak ihalesi tartışılan ve İstanbullulara kaç milyon Euro'ya mal olacağının net rakamı bile belli olmayan 'akvaryuma' belediyeden kaynak aktaracağız. Ve Büyükşehir Belediyesi bildiğim kadarıyla son aylarda maaş ödeyebilmek için kendi şirketlerine borçlanıyor ve dış kaynak arayışlarını sürdürüyor. Şahsi fikrim: İstanbul'da projesi yapılmış, ihaleye çıkarılmış olan birçok iş yarımdır. Bitirilememiştir. Elbette bu dönemde boş durulmaz, proje üretilir. Ama daha çok ihtiyaç olan projeler...