11 Mart 2002 tarihli köşe yazımızda yıllarca yurdun birçok vilayetinde valilik yaparak devletine ve milletine hizmet eden kızaktaki merkez valilerine değinmiştik. Amacımız şuydu; bu kadar devlet tecrübesi olan ve idareciliği bilen bu merkez valilerinden yararlanılması için ele alınan bir makaleydi. Bakanlara müşavirlik ve büyükşehirlerde değişken olarak denetleyicilik görevi verilebilir diye düşüncemizi de ifade etmiştik. Bu makaleyi ele aldığımız tarihte bir merkez valimiz beylik tabancasıyla intihar etmişti. O acı konuyla ilişkilendirmek suretiyle merkez valilerinin durumunu özetlemeye çalışmıştık. Geleneksel yapı 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan seçimlerin ardından tek başına hükümet kuran, hatta anayasayı bile değiştirme şansı yakalayan AKP de bildik uygulamaya son vermeli... Nedir bu bildik uygulama diyenler için söylüyorum... Meclise giren siyasi partilere yakın olanlar aktif göreve atanırlar, mevcutlar kızağa çekilirlerdi. Kızağa çekilenler de aydan aya gidip maaşlarını alırlardı... Bu geleneksel yapının değişmesi bu ülkenin yararına olacaktır. Dayanak, sığınak, barınak bulamayan veya bulmayanlar hatta farklı siyasi düşüncede olanları atıl değil, aktif hale getirerek mutlaka istifade etmek gerekir diye düşünmeye ısrarla devam ediyorum. Henüz böyle bir konu yok ama biz olacak değişikliklere karşı erken uyarıda bulunmak istedik... Bizim gibi herkes biliyor ki, muhtemel bürokrasi atamaları hükümetler değişince hep gündeme gelir... En azından bunu tetikleyen kadrolar çok olurlar... Bu sebeple eski makalemizi hatırlatmak istedik... SONUÇ: Önemli olan atamalardaki isimlerden ziyade, insanların yaptıkları çalışmalar olsa gerek... İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Adana, Erzurum ve Gaziantep gibi büyükşehirlerde devletin temsilcilik görevinden ziyade, yapacaklarıyla şehrin çehresine yön veren bir anlayışın hakim kılınması gerekiyor. Bu vasıflara mevcut veya kızakta olan şüphesiz bir çok isim uyabilir... Önemli olan hükümetin tavrı... Görülen o ki hükümet de iş yapmak ve yapmak isteyenlerin önünü açma gayretinde... Ereğli'de proje gündemi 13 milyon dolarlık iki proje hazırlayan Ereğli Belediyesi finansman bulunamadığı için projeleri askıya aldı. Ereğli -Terminal Mevkii'nde 7 bin metrekarelik alan üzerine inşa edilecek 8 katlı camdan otel ile 4 katlı Belediye Sarayı Projesi, 3 yıl önce hazırlanmasına rağmen bugüne kadar tek bir çivi dahi çakılamamış. Türk Belediyeler Birliği Başkan Yardımcısı ve Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, 3 yıl önce tam donanımlı olması düşünülen, Belediye Sarayı ile turistik otel projesi hazırladıklarını, ancak 13 milyon dolarlık projenin ekonomik krize yenildiğini söylüyor. Sevgili başkan mevcut imkanlarla yapılabilecek projelere artık vakit ayırmalısınız... Çivi bile çakılamayan bir projeyi "temcit pilavı" gibi gündeme getirmenin size finansman ve şehrinize bir katkı sağladığını sanmıyorum... Kışlık elbiseler dağıtılmalı Uşak Haber Sen Temsilcisi İzzet Karataş, PTT'deki yönetim değişikliği yüzünden kışlık elbiselerini henüz alamadıklarını belirterek; "Arkadaşlarımız bu soğukta büyük zorluklarla hizmet vermeye çalışıyorlar. Her yıl havalar soğumadan kışlık giysiler dağıtılırdı. Ancak bu yıl henüz giysiler verilmedi" diyor. Karda, yağmurda ve çamurda halkın hizmetinde olan bu insanların sesine yetkili merciler acilen kulak vermeli... Desteğe ihtiyaç var mı? Kütahya'nın Simav ilçesine bağlı 3 beldenin bağımsız belediye başkanının, AK Parti'ye katılımında İlçe Başkanı Hasan Tutum şunları dile getiriyor. 3 belediye başkanının bugüne kadar yaptıkları çalışmayla halkın takdirini kazandıklarını söylüyor. Ardından, "Başkanların saflarımıza katılması, partimizin gücünü artırdı. Bizler de bundan sonra onlara her türlü desteği sağlayacağız" diyor. Bağımsız halkın takdirini kazanan başkanlarımızın, başka nasıl bir desteğe ihtiyacı olabilir ki!..