Geçtiğimiz Ağustos ayında ulaşım ücretlerine zam yapılmasının üzerinden 5 ay geçmeden ikinci bir zammın Büyükşehir Belediyesi'nce gerçekleştirilmesine ANAP İzmir eski İl Başkanı Bilal Doğan, uygulamadan 60 bin kadar öğrenci ve yaşlının olumsuz etkilendiğini dile getirerek tepki göstermişti. Kentkart projesiyle toplu taşıma ücretlerinin aylık peşin olarak toplamasına karşılık normal bilet tarifesiyle durumun nedereyse eşitlendiğini de tepkisinde dile getiren Bilal Doğan, ulaşımın bir kamu hizmeti olduğunu ve belediyenin bu durumu başka gelir kaynaklarıyla sübvanse edebileceğini söylemişti. Ulaşımda tasarrufa gitmek maksadıyla bazı hatları birleştirme kararı alarak semtlere gitmek için 1 saat otobüs bekleyen vatandaşlar İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Priştina'nın dikkatinin çekilmesini istiyorlar. Netice: Tepki çığ gibi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Priştina geçmişte yapılan bu uyarılara ne kadar ehemmiyet verdi bilinmez ama, önce yap boz tahtasına döndürüldüğü iddia edilen kanaletler konusundaki uyarıları mutlaka dikkate almalı... Ardından tasarruf sebebiyle otobüs hatlarının birleştirilmesiyle mağdur edilen İzmirli'nin sesine kulak vermeli... Izmir'de bir de yeni trafik düzenlemesiyle ilgili tepkiyi dile getirelim; İzmir'de şehir merkezine yolu düşenin mutlaka geçeceği Fevzipaşa ve Gazi Bulvarları'nda sekiz yıl önce bugünkünün tersi olan bir uygulamaya geçildiğini hatırlatan İzmirliler; "Konak istikametine doğru Gazi Bulvarı çift şerit gidiş, Fevzipaşa Bulvarı da çift şerit geliş olarak değiştirilmişti. O günün şartlarında trafik tıkanması sebebiyle yapılan bu uygulama düne kadar tıkır tıkır işliyordu. Ama bugün eskiye dönüş olarak tekrar değiştirilerek adına yeni denilen uygulamanın, hiçbir yararı olmadığı gibi düzeleceği yerde bozulan bir trafik tablosu ortaya çıktı." Büyüksehir Belediyesi'nin yeni trafik düzenlemesinin keşmekeşe yolaçtığını iddia eden İzmirli okurlarım; "İzmir'de hergün birşeyler değişiyor. Şimdi de yıllardır alışılan bir uygulama, eski haline döndürülerek yenilik diye sunuluyor. Şehir adeta yap-boz tahtasına döndü. Büyüksehir Belediyesi, bu tür düzenlemeler ile birşeyler yapıyormuş gibi görünüyor" şeklinde tepkilerini dile getiriyorlar. Sayın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Priştina, dün sizleri siyasi kimliğiyle eleştiren veya uyaran il başkanı şimdi o makamda yok. Siz de yarın, şu an bulunduğunuz makamda olmayabilirsiniz. Halkın bırakın mağduriyetini, mırıldanmasından bile rahatsız olması gereken bir makamdasınız. Böyle uyarılara en fazla yerel yöneticilerin dikkat etmesi gerekir diye düşünüyorum. Sizce haksız mıyım sevgili başkan? Yeşil Adana da katledildi mi? Cumhuriyet tarihinin en büyük ağaç katliamının yapıldığını bize gönderdiği e-mail ile iddia eden Akhan Hilmi Çamurdan, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak'a tepkisini bakın nasıl dile getiriyor: "Adana'nın simgesi, nefes alınabilecek tek yeri, akciğeri ve kokusu Seyhan nehri kenarındaki portakal bahçeleri Aytaç Durak tarafından katledildi. Geçmiş dönemde Atatürk ve İnönü parklarını yıkarak 'otopark' yapmak isteyen, ama sivil direniş karşısında geri adım atan, Adana'nın ilk üniversitesini yıkan Başkan Aytaç Durak, şimdi de anıtsal değeri olan, portakal bahçelerini yok etti." Yaşamak ve yaşatmak için, yöresini, yurdunu korumaya ve kurtarmaya çalışan yurttaş Akhan Hilmi Çamurdan, tepkisini böyle haykırıyor... Evet bizler İstanbul'dan, Başkan Aytaç Durak'ın Adana'ya çok şey kazandırdığını düşünürken, geçmiş ve günümüzdeki haliyle resimli bir şikayet alınca şaşırdık doğrusu... Başkan Aytaç Durak aynı zamanda Türk Belediyeler Birliği Başkanı yani yaptıklarıyla iyi veya kötü örnek bir noktada. Yeşillendirme çalışmaları için yapılan masraflar ortada, var olan yeşili korumak daha kolay ve doğru değil mi sayın başkan?