Bugün, nasıl yönetildiğimizin en çarpıcı örneklerinden birini sizlerle paylaşıyorum. Aynı kanunun farklı şehirlerimizde nasıl uygulandığını ve binlerce esnafın bir araya gelerek yasalar çerçevesinde kurulan bir esnaf teşkilatının sorunlarını çözmek için tek yolun 'Başbakanlık'tan geçtiğini gösteren bir 'sessiz çığlığı' duyurmak istedim. Sayın başbakanım; Ben İstanbul Servis Araçları Oda Başkanı'yım. Bildiğiniz gibi İstanbul'umuzun en önemli sorunlarından biri öğrenci ve personel taşımacılığıdır. Her ikisi de 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanunu gereği odamızın yetki alanında bulunmasına rağmen geçmiş hükümetler ve onların İstanbul'daki bürokratları maalesef ilimizde sayıları 40 bin civarında olan servis aracı esnafı ve onların yasal haklarını yok sayarak 300 civarındaki ticaret odasına bağlı komisyoncu şirketlerin kitlemizi mağdur etmesine göz yummuşlardır. Esnaf Odası Başkanı olarak yeni hükümetinizin kurulmasını müteakip İstanbul'da işbaşına gelen bürokratlarımızla il başkanlığımız aracılığıyla gerekli bütün çalışmaları ve yazışmaları yapmış bulunmaktayım. Ancak yine hepimizin çok önemsediği ilimizdeki öğrenci taşımacılığı; yaklaşık 1 milyon öğrenci, 2 milyon veli ve 10 bin civarında okul servisi yapan esnafımız ve ailelerini yine bir bilinmezin içine çekecektir. Mayıs ayında geçmiş hükümetlerin ve eski valinin ortaya koyduğu Okul Servis Araçları Yönergesi yasal dayanaklardan yoksun bir sistemin yine sürdürülmek istendiğini sanıyorum. Sizin, İstanbul'u çok iyi bilen Başbakanımız olarak milyonlara varan insanın özellikle öğrencilerimizin hayatını doğrudan etkileyen bir uygulamaya onay vermeyeceğinizi bilmekle birlikte ülkemizin bu çok zor şartlardan geçtiği günlerde böylesine büyük bir kitleyi ilgilendirmesine rağmen basit sayılabilecek bir konuyla meşgul olmanızı arzu etmediğimi belirtmek isterim. Ancak İstanbul'da eski alışkanlıklarından kurtulamayan bazı bürokratlarımızın hükümetinizin yeni anlayışına ve programına ayak uydurmakta zorlandığını görmekteyim. Artık ülkemizde birilerinin vatandaşın sırtından kolay para kazanmak arzusundan vazgeçmesi gerektiği kanısındayım. Bizler kendi emeği ve kendi sermayesi ile istihdamını sağlayan, devletine vergisini ödeyen, çocuklarına helal lokma götürme çabasında olan bir kitleyiz. Devletimize karşı olan bütün yükümlülüklerimizi özenle yerine getirmeye çalışıyoruz. Bugün uygulanan eski Vali Erol Çakır'ın kendi anlayışına göre oluşturduğu sadece ilimizdeki resmi okulları ve esnafımızı hedef alan uygulama şekli konunun muhatabı olan sayıları milyonlarla ifade edilecek çok büyük bir kitleyi mağdur ettiği kuşkusuzdur. Böylesine geniş bir kitleyi endişe içinde bırakan uygulama kanunlarımızı ve Bakanlar Kurulu Kararlarınızı uygulamamaktan kaynaklanmaktadır. Sizden Başbakan olarak yasalar gereği Türkiye'deki bütün illerde uygulanan okul ve personel taşımacılığını düzenleyen kanunlar, Bakanlar Kurulu Kararları ve yönetmeliklerinin ilimizde de uygulanması için emir ve müsaadelerinizi arz ediyorum. Yasaların uygulanması halinde; 1 - Okullarımızda okuyan ülkemizin yetişen değerleri ve onların aileleri sayıları 10 bin civarında olan esnafımız ve aileleri İstanbul'daki 700 civarında servis taşımacılığı yapılan okul idarecileri bu konuyla ilgili sıkıntı ve şaibelerden kurtulmuş olacaktır. 2 - Ticari araçların mevcut mevzuat hükümleri doğrultusunda denetim altına alınmasının çok önemli olduğu kuşkusuzdur. Devletimize yapılacak maddi katkının sadece ilimizde sayıları 400 bin civarında olan okul ve personel servislerinin mükteseplerini almaları halinde sektöre ve devlete katkısı çok büyük olacaktır. 3- Yine ticari araçların mevzuat hükümleri doğrultusunda sayıları milyonları bulan öğrenci ve personelimizin denetim altına alınmış ve eğitilmesi mümkün olan bir kitleyle okullarına ve evlerine gidip gelme şansına sahip olmaları hepimizin arzusudur. Özetlemeye çalıştığım bu nedenlerle konuyla ilgili makamlara emir ve müsaadelerinizi arz ederim. Saygılarımla, Musa Çakrak (İstanbul Servis Araçları Oda Başkanı)