Aktaracağım konu Türkiye genelinde bir fotoğrafın yansıması değil, ancak aldığım duyumlar hadisenin olduğuna veya önümüzdeki günlerde olacağına kanaat getirdiğim için bu yazıyı lokal bir örnekle gündeme getirmek istedim. İstanbul'un sayfiye yerlerinden Büyükçekmece artık; Fuar alanları, restoranları, hızlı konut yapılaşmasıyla cazibe ile birlikte rant merkezi konumunda şirin bir ilçe konumuna getirilmiş... Büyükçekmece'ye bağlı 11 belde bulunuyor. Bu beldelerin her biri artık ilçe konumuna gelmişler. Bu hale gelmesini övenlerde yerenlerde bulunuyor. Kısaca Beylikdüzü diye adlandırılabilecek bölgede hükümet bütçesi görüşmelerinde dile getirilen rakamlar bu bölgede telaffuz ediliyor. Bu bölgede siyasi kalkanları kalkan abla -kardeşli, abi- kardeşli ve gizli ortaklı bazı ilçe ve beldelerimizin telaşı kulağıma geliyor. Avcılar eski Belediye Başkanı Tahsin Salihoğlu'nun bana bir tarihte söylediği söz çok anlamlı gelmişti; Yargılandığı davalarla ilgili, "Bu davalardan yargılanmak bana onur verir" diyemiyorsanız sıkı durun. Olmadı bidaha, bidaha düşünenler! 3 Kasım seçimlerinden önce bölge insanının tanıdık vekili Köksal Küçükali AKP saflarında yerini almış, yaptığı katkılar sebebiyle ön sıralarda yer beklerken, sıralamada 15'inci sıradan gösterilmesine rağmen, meclise girmeyi başaran bir milletvekilimiz... Büyükçekmece beldelerinde, normal süresi 1,5 yıl olan, yerel seçimler için çalışmalar olduğunu işitiyor ve biliyorum. Yerel seçimlerde tekrar aday olmayı düşünenler, hele bunu da yıldızı parlayan AKP çatısı altında sürdürmek isteyenlerin yoğun kulis faaliyetlerine şimdiden başladıklarını işitiyorum. Hedefe ulaşanlar da, sükutu hayale uğrayanlar da şüphesiz olacaklardır. Çünkü AKP iktidara alışım sürecini geride bırakmıştır. Artık toplumun öncelikli ihtiyaçlarına ve böyle teşkilat problemlerine çıban büyümeden neşter vurulacaktır diye tahmin ediyorum. Tavan mı, taban mı? Şimdi yukarıda söylediğimiz ve bölgeyi yakından ilgilendiren sıralama ile ilgili bizce malum olan bazı problemlere rağmen şimdilik suların durulduğunu ifade edelim. İzlenen sürecin ardından AKP Büyükçekmece İlçe Örgütü'nde görev değişiklikleri yaşandı... Beldelerde de böyle bir çalışmanın yapılacağını işitiyorum. Bölgede siyasetle uğraşanlara göre, beldelerde mevcut ANAP'lı Belediye Başkanları'nın görüşlerine ve yakın kişilerce bir örgütlenmenin yapıldığı dillendiriliyordu. Bu gelişmeleri AKP yurdun değişik yerlerindeki il, ilçe ve beldelerde şüphesiz yaşıyor ve yaşayacaktır. Çünkü artık AKP cazibe merkezidir. Dün siyasetin farklı cephesinde mücadele eden simalar, alıştıkları tavan ilişkilerini bu partide kurarak kendilerine yer tutmaya çalışırken, bu gelişmeleri yakından takip eden ve yarın alan çalışmasını yapacak olan taban teşkilatının homurdanmalarını, benim gibi yönetim de duyuyordur diye düşünüyorum. Bugüne kadar izledik... Bugüne kadar gazetemde yerel yönetimler konusunda muhabirlik, sayfa editörlüğü, İstanbul ilavesi ve son olarak Şehir ve İnsan köşesindeki makalelerimizle ölçülü eleştiri ve övgülerimizi hep yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Bütün bunları bir sebeple dile getiriyorum... Seçimlerde halkın "itibarlı" davrandığı AKP'ye, seçimlerden önce "tedbirli, itidalli" davranan medya, başta Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere kabine ve meclisteki tanıdıklarına abartılı ilgi göstermesi dikkat çekici... Kimisi okuldan, kimisi futboldan veya şuradan-buradan tanıyanları dinlemeye ve okumaya başladık. Bu tanışıklıklar her iki taraf açısından da önem arzediyor mu bunu bilemiyorum. Sonuç: Benim de il başkanlığından bu tarafa tanıdığım ve geçmişte yerel yönetici sıfatıyla sık sık karşılaştığım, yemek yiyip, çay içtiğim, Pınarhisar'da, Üsküdar'da ve sonrasında sohbetler yaptığım AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bütün bu gelişmeleri mütebessim bir şekilde izliyor diye tahmin ediyorum. Hesap hesap içinde AKP yönetimi, tavana iletilen bilgilerle tabanda yaşananlar uyuşuyor mu, buna bakacaklardır. Elbette partinin cazibe merkezi olması ve insanların buraya rağbet göstermesi onlar adına mutluluk vericidir. Bazı yerel yöneticilerin halihazırda bulundukları konumlarda meydana getirdikleri artı değerlerin Türkiye'nin yeni siyasi yapısıyla fazla örtüşmeyeceğini anlayınca, 'yediemin' sıfatıyla bölgelerinde oluşturmaya çalıştıkları yapılanmayı görüyor ve yakından takip ediyorum. Sanırım siyasete yerel yöneticilikte ivme kazanan başta sayın Erdoğan ve beraberindeki birçok isim de bu gayretleri yakın planlarına almışlardır. Özellikle büyükşehir yasasının boşluklarından iyi istifade etmeyi bilen beldelerdeki mızraklar çuvalları zorluyor. Zaman zaman da bu mızrakların minareleştiğini biliyoruz. Hal böyle olunca 'bütünün' fotoğrafını önüme koyup baktığımda kimilerinin yaya kalma ihtimallerini hesaplıyorum. Görünen o ki, 'yaya' kalacakların sayısı hiç de az değil. Kısaca hesap içinde hesaplar yapılıyor. Bana göre Tilkilerin kuyruğu birbirine değiyor... Sarıgül CHP'li demiştik 1999 seçimlerinde DSP adayı olarak Şişli Belediye Başkanı olan Mustafa Sarıgül partisindeki mâlum kopmaların ardından DSP'den istifa ederek, YTP hareketinin etkili isimleri arasında yerini aldı. Yapılan 3 Kasım seçimlerinde beklediğini bulamayan YTP'yle de yol ayrımında bulunan Başkan Mustafa Sarıgül artık bana göre CHP'li diye 3 Aralık tarihli makalemizde söylemiştik.