Ümraniye Ormaniye mi?

A -
A +

Ümraniye Ormaniye mi? İstanbul'un Anadolu Yakası'ndaki en büyük ilçelerinden Ümraniye. Yakın tarihe kadar Üsküdar'a bağlı şirin bir yerleşim merkezi. Tüm İstanbul'da olduğu gibi, zamanla ormanları katledilerek şimdi adeta beton yığını haline gelen bir ilçe. Ama bütün bu orman istilasına rağmen İstanbul'da yeşilden nasibini en çok alan nadir ilçelerden de biri. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yapıldıktan sonra çevreyollarının geçtiği güzergah üzerinde olması hasebiyle şansı iyice artan Ümraniye son senelerde alış veriş yönünden Eminönü, Beyoğlu, Bakırköy, Beşiktaş ve Kadıköy'e en büyük rakip ilçe konumuna geldi. Ümraniye'ye yolu düşmeyenler için hatırlatalım ilçede her bütçeye hitap eden ürünü bulmanız mümkün. Alemdağ Caddesi üzerinde bulunan ünlü markaların mağazaları Ümraniye'nin imajını iyice arttırmış. Sanayi tesislerinin olmaması sebebiyle hava kirliliği yönünden de en şanslı ilçelerden olan Ümraniye'nin bütün güzelliklerini bir çırpıda yok eden, adeta Ümraniye'yi Ormaniyeye çeviren başı bozukluk, yöneticilerin vurdumduymazlığı. ilçede yaşayanları bir kenera bırakın, hasbel kader Ümraniye'den arabayla geçenleri bile kahrediyor. Yöneticiler çıkıp dolaşsın Bildiğim kadarıyla 3,5 yıldır Ümraniye'de görev yapan Kaymakam Ali Yılmaz ve iki dönemdir Belediye Başkanlığını yürüten Mehmet Bingöl, Allah aşkına hiç ilçe merkezinin halini görmüyor musunuz. Makamlarınızın bulunduğu Kaymakamlık ve Belediye binaları ilçe sınırları dışında mı yoksa.? Size günün herhangi bir saatinde tebdil-i kıyafetle Alemdağ Caddesi'ni bir gezmenizi tavsiye ediyorum. Uzun bir inşaat döneminden sonra geçen yıl bitirilebilen caddenin kaldırımları Avrupai standartlara göre yapıldı. Çok da güzel oldu. Sık sık araçlar girip kısa süreli duraklamalar yapabilsin diye cepler de koyulmuş. Ama bugünkü uygulama başka. Yolun sağına soluna park etmiş araçlar. Caddenin ortasında yürüyen yayalar. Halk otobüsleri ve minibüslerin adım başı yolcu indirip bindirmeleri. Eğer dayanabilirseniz beş dakika bu caddede yürümenizi tavsiye ediyorum. O zaman benim ne demek istediğimi anlarsınız. Çünkü yüzlerce telefon, e-mail ve faks tepkisi aldım. Ümraniye'de oturmadığım için sırf merakımı giderip yerinde tesbit etmek için gidip gördüm ve bunları yazıyorum. Bir kez gittim, gittiğime pişman oldum. Sokak ve park rezalet içinde Ya merhum Çetin Emeç'in adını taşıyan Ümraniye'nin merkezindeki parka ne demeli. Seyyar satıcılardan girebilirseniz aşkolsun. Bir de Ümraniye'nin adeta İstiklal Caddesi sayılan trafiğe kapalı Gaffar Efendi Sokağı var. Burayı da seyyar satıcılar istila etmiş. Porno film satıcılarından geçilmiyor. Her seyyarın yanında iki üç kişi mevcut. Hele bir yan bakanın vay haline. Akşam saatlerinde çoluk çocuğuyla park gezintisi yapan aileler korkuyormuş buraya gitmeye. Çünkü serseri dolu. Bütün bunlar, Ümraniye'nin güzelliklerini bir çırpıda silip atan görüntüler. Ne polis var, ne zabıta Çok basit tedbirlerle hakkından gelinebilecek işler bunlar. Bahsettiğim yerler o kadar da geniş alanı olan yerler değil ki. Bir kaç polis memuru veya beş on zabıta memuru üstesinden gelebilir diye düşünüyorum. Bütün gün, bu bahsettiğim yerlerde bir tane ne bir tarfik polisi, ne bir asayiş ekibi ne de seyyarları denetleyecek zabıta ekibi bulamazsınız. Çünkü hiç uğrayan yok. Ben bu şikayetleri görüştüğüm bölge esnafından duydum. Eminönü'nü örnek alın Düne kadar seyyar satıcıların başkenti olan Eminönü'nü istila eden işportacıların sayısı herhalde Ümraniye'dekilerden 30 kat daha fazlaydı. Belediyenin yaptığı sistemli ve ısrarlı çalışmalar, tüm İstanbul'a hizmet eden Eminönü'nü gözle görünür şekilde rahatlattı. Bu çalışmanın binde biri Ümraniye'de yapılsa, hiç bir problem kalmaz diye düşünüyorum. Ama gördüğüm kadarıyla, senelerdir hiç bir çalışma yapılmamış. Tekrar ederek Sayın Kaymakam ve Belediye Başkanı'na sesleniyorum. Ümraniye'ye bir el atın . Varlığınızı gösterin. İstanbul'un en nezih semtlerinden olan bu güzelim ilçeyi bir kaç çapulsuzun eline bırakmayın. Gerçekten yaşanmaz bir hale gelmeden bi şeyler yapın. Yapın ki, biz de yaptığınız bu güzel şeyleri halkımıza zevkle duyurmanın hazzını duyalım. ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Cemal başkanın siyasi mahareti Yakuplu Belediye Başkanı Cemal Kahraman, siyasette satranç hamlesini iyi yapanlardan biri. Başkanın siyasi maharetine rağmen beldede kangren haline gelmiş birçok sorun bulunuyor. Ancak başkan meclis üyelerini de yanına alarak, geçtiğimiz gün kahvaltılı bir basın toplantısı düzenleyerek adeta görücüye çıktı. Ben de bir çay içip başkanın önümüzdeki seçimlerde adaylıkla ilgili havasını almak istediğim için uğradım. Yerel basından tanıdık arkadaşları gördüm. Bazılarıyla da yeni tanıştık. Cemal Başkan basın toplantısının başında, 4 yıl sonra böyle bir toplantıyı tertiplemesini anlattı. Büyük bir alış-veriş merkezi tarafından yapımı üstlenilen ve 2000 yılında bitirilmesi vaat edilen, E-5'deki altgeçit kavşağına ulaşmak, deveye hendek atlatmak gibi. Başkan, 3 trilyonluk maliyetli heyelanı önleyecek yatırım için bakırcılar sanayisinden yardım görmediğini söyledi. Kıraç, Hadımköy ve Gürpınar sanayicilerini belediyelerine verdikleri destek sebebiyle tebrik ettiğini söyledi. Kısaca kendi sanayicisine sitemini başkan böyle dile getirdi. Bu film 99'da oynamıştı Ben bakır sanayicisinin geçmişte de günümüzde de Yakuplu Belediyesi'ne destek olduğunu işitirdim. Demek ki bunların aslı astarı yokmuş. Sahi sanayici, başkanın bu sitemine karşılık, yaptıklarını en azından kısık sesle dile getirmeyi düşünebilirler mi acaba? Bu toplantıda iki dönemdir başkanlık yaptığı Yakuplu Beldesi'yle komşu beldelerin de yapılan çalışmaları kıyaslamasını Cemal Başkana öneririm. Cemal Başkan 1999 seçimlerinde olduğu gibi, adaylığı yine kesinlikle düşünmediğini dile getiriyor. Başkan Cemal Kahraman, Fenerbahçe'nin efsane başkanı Ali Şen misali ihtiyaç duyulursa 'varım' anlayışında bir fotoğraf vermeyi de ihmal etmiyor. Bölge başkanları arasında 'Baba' ünvanı bulunan Cemal başkan kendi ifadesiyle "Kapıyı ne kapatıyor, ne de açık bırakıyor." Bana göre tekrar 'tercih edilebilir bir siyasi partiden' aday olursa hiç şaşırmam. Seçimi kazanır mı? Bunu bilemem. 'Seçim' döneminde 'hiç unutulmayan' yüce halkımız buna karar verecektir. Satrançta sayısız şah mat hamlesi yapılır. Ancak 'çoban mat'ı' bu oyunun içinde her zaman varlığını korur... Metro, yan mı yattı? Metro'nun Yenikapı- Unkapanı ve Şişhane arasındaki çalışmaları ne durumda diye vatandaşın bize yönelttiği soruyu biz de kamuoyu adına sayın Başkan Ali Müfit Gürtuna'ya sormuştuk. Bu projeyi Anıtlar Kurulu mu yoksa belediye mi durdurdu? Bu gibi büyük projelerin şeffaflıkla yönetilmesinden yanayım. Sanırım İstanbullu da bunu istiyor. Nasıl proje hazırlanırken birçok birimin görüşü alınıyor ve proje kamuoyuna şaşalı şekilde sunuluyorsa daha sonraki gelişmeler de insanımızla paylaşılmalı. Sözkonusu proje ne safhadadır? Ne kadar mesafe alınmış, bitmesi için ne kadar harcama yapılacak ve tahminen ne kadar sürede bitirilecek? Kısaca metro çalışması yan mı yattı? Butona basmak için tören düzenleyenler, makineler stop edince neden bunu hemşehrileriyle paylaşmazlar anla-mı-yo-rum. Güngören izlenimleri Geçtiğimiz günlerde Güngören ilçesinde küçük bir tur atıp nabız yokladım. Konuştuğum insanlardan aldığım bilgiler enteresan... İlçede Belediye Başkanlığı için bir yarış var. Mevcut Başkan İbrahim Kurşun tekrar adaylık için lobi çalışmalarını hızla yürütenlerden. Aday gösterilir mi bunu bilmem? İlçede herkes birşey konuşuyor. Bir de eski başkan İstanbul Milletvekili Yahya Baş'ın belediyeyi boş bırakmadığı dile getiriliyor. Şüphesiz seçmeniyle buluşmak için belediyeye sık sık ziyaret ediyordur. Ama yapılan yorum farklı; 'Yahya bey hâlâ belediyenin hakimi.' Başkan İbrahim Kurşun'un belediyede ciddi bir ağırlığı olmadığını ifade edebilirim, bu da benim edindiğim izlenimdir. Sahi Güngören'de inşaatı devam eden bir petrol istasyonu da konuştuğum herkesin dilinde, nedir ne değildir? Yerel gazeteciler birlik olmalı İstanbul Yerel Gazeteciler Dernek Başkanlığı görevini yürüten Tülay Kaynarca, görevini gazeteci Muhlis Polat'a devretti. Dernek Başkanı Muhlis Polat mesleki yaşamları boyunca hep yanlız kalan yerel gazetecilerin güç birliği içinde olabilmesi için mutlaka bir çatı altında birleşmeleri gerektiğini söylüyor. Evet yerel gazeteciler birlik ve beraberliği sağlamalılar. İşin özünde 'Gazeteciler' her zaman yalnızdırlar. Ancak yerel gazeteciler olarak birlik ve beraberliğin tesis edilmesi sesin daha gür çıkması demektir. Ben Muhlis Polata hayırlı olsun derken, emeğini 'objektif' olarak ortaya koyan İstanbul'daki bütün yerel gazeteci dostlarıma başarılar diliyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.