Bu birliğin uğruna nice hayatlar feda edildi, biliyor musunuz?
Sovyetler Birliği döneminde dahi Türkiye, derin manevi bağıyla Türkistan coğrafyasına gönülden bağlı kaldı. Sadece izlemekle yetinmedi, elinden gelen tüm gayretini ortaya koydu, büyük çabalar harcadı.
Artık Türk dünyasını nasıl tanımlayacağımızı ve bu birliği nasıl geleceğe taşıyacağımızı yeniden düşünmemiz gerekiyor.
Her ülkenin kendi dinamiklerini anlamadan ilerlemek mümkün değil. Bu nedenle öncelikle her ülkeyi kendi içinde, kendi şartlarıyla tanımak zorundayız.
Ayrıca, devletlerin duruşunu halkların hissiyatıyla karıştırmamak gerekir.
Türkiye, özellikle Erdoğan döneminde Türk dünyasına yönelik somut adımlar attı, elle tutulur projeler geliştirdi.
Türkistan coğrafyasının Türkiye’ye duyduğu bağ, sıradan siyasi yakınlık değil; derin bir sevgi, ortak kader duygusudur.
O toprakların nice aydını, Bolşevik zulmüne karşı dimdik durdu, direndi biliyor musunuz?
Özbekistan, Türkmenistan, Kazakistan asıllı birçok aydın, düşünür, münevver Sibirya’nın soğuğunda ölüme terk edildi. Birçoğu orada can verdi, biliyor musunuz?
Özbek edebiyatında nice dizeler Anadolu’ya uzanan maneviyat yolculuğunu temsil ediyor, hiç okudunuz mu?..
Dört Türk devletinin, Avrupa Birliği ile ilişkilerini geliştirme amacıyla attığı bazı adımlar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yok sayan ve Kıbrıs Rum kesimiyle doğrudan ilişki ağı kuran anlaşmaya imza atarak tarihî hata yaptığı doğrudur.
Ankara, ülkemiz aleyhine Almanya ve Fransa merkezli Türkistan operasyonuna alet olan Türk devlet başkanları ile temas hâlinde.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın “Bu, aile içi mesele, ulu orta konuşulmaz” sözleri, günler önce kaleme aldığım yazının haklılığını ortaya koydu.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev’in tutumu -yumuşak ifadeyle söylersek- kibir barındırıyor olsa da, bu tavrı Kazak halkıyla özdeşleştirmemek gerektiğine inanıyorum.
Ancak bu ayrımı yaparken Tokayev’in benimsediği siyaset tarzına da sessiz kalmamak gerektiği kanaatindeyim.
Hiç kimse -Tokayev dâhil- bu büyük Türk ailesinin birliğini zedeleyecek yaklaşımın parçası olamaz, olmamalı.
Hatta Tokayev, KKTC’nin TDT’ye gözlemci olarak alınmasından da o dönem rahatsız olduğunu saklamadı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in KKTC ile ilgili tutumu, Tokayev’in direnişini kırdı.
Özbekistan ve Türkmenistan aslında çok önemli iki ülkedir.
Dolayısıyla manevî ve millî kodların bir araya gelmesi açısından bu toplumların kalbini kıracak tutum sergilenmemeli. Türkiye kadim devlet aklı ile olaya bakıyor ve bunu da açıktan yansıtıyor.
Evet, Ankara için son olay üzücü oldu ama bu gelişme dünyanın sonu değil. Nice badireler atlatıldı. Bu da anlatılacaktır. Türk dünyası ailesini birbirinden koparmak isteyen güçlere inat, Ankara olayı kamuoyu önünde tartışmadan çözme yolunu tercih etti ve de doğru etti.
Almanya, Fransa ve o coğrafyada henüz bitmeyen FETÖ faktörünü göz ardı ederek bu olayı analiz edenlere doğrusu şaşırıyorum!
Orta Asya’nın şu anda cazibe merkezi hâline gelmesi, Türkiye’nin varlığıyla bağlantılıdır.
Elbette Avrupa, doğal enerji kaynakları konusunda yeni alternatifler arayışında. Bu sebeple, geçmişte görmezden geldiği, muhatap almadığı liderlerle bugün masaya oturmayı tercih ediyor.
Orta Asya stepleri, ruhumuzun yansıması olan Türkistan ve oradaki insanımızın hatırı azizdir.
Avrupa’nın sinsice yürüttüğü operasyonlara, FETÖ ve küresel odakların kirli oyunlarına aldanacak tek bir saniyemiz bile yok.
Sevil Nuriyeva’nın önceki yazıları…