“Eşim askerden döndükten sonra da ikizlerimiz oldu. Hem de biri kız biri oğlan…”
Kayınpederimin, evliliğinden uzun seneler geçmesine rağmen bir türlü çocuğu olmaz. Hemen her evli için psikolojik bir dert olan çocuksuzluk, kayınpederimi de üzüyor... Bir de köylünün kendisine şaka yollu takılması yok mu, kahroluyor…
“Yahu İbrahim niçin bu kadar çalışıyorsun, çoluk çocuk yok kime bırakacaksın?”
Kayınpederim gözü arkada kalarak askere gidiyor. Ama helal olsun hanımı yani kaynanam büyük bir sadakatle kocasının yolunu gözlüyor. Askerlik o zaman şimdiki gibi kısa süre de değil… İki üç sene sonra askerden dönüyor ama başı önde… Niye? Çünkü çocukları olmuyor…
“Kime danışalım, hangi doktora gidelim” diye sorarken bir yakınları o yıllarda Samsun’da ün yapmış bir hekimi tavsiye ediyor... Hiç bekletmeden gidiyorlar doktora. Tahlil tetkik derken doktor diyor ki:
“Sizin çocuğunuzun olma ihtimali çok zayıf, mevcut hâlde zannetmiyorum ki olsun. Ama Allah’tan ümit kesilmez...”
Kayınpederim bu sonuca çok içerliyor. O kadar üzülüyor ki yemekten içmekten kesiliyor... Artık her şeyden ümidi kestikleri bir sürede bir kız çocukları dünyaya geliyor. Aman ne kadar seviniyorlar… Çocukcağızı yere göre sığdıramıyorlar… Ama veren de hak alan da Hak… Yavrucak 15 günlükken ölüyor…
Yavrularının peşinden günlerce ağlıyorlar… Fakat kayınpederimi teselli eden bir şey var artık: “Bundan sonra kimse bana çocuksuz diyemez. ‘Oldu da öldü’ derler...”
Bu rahatlıktan mıdır nedir, aradan iki üç sene geçtiğinde Mevla’m onlara bir de erkek çocuk nasip ediyor. Akikasını kesiyorlar, dualar ediliyor… Bu oğulları Allaha şükür büyüyor… Kayınpederimin tek umudu oğlu… Hanımına diyor ki:
“Gel çocuğu askere gitmeden önce evlendirelim...”
Hanım da “he” deyince oğlunu benimle evlendirdiler… Hakikaten eşim askere gitmeden bir oğlumuz oldu. Dedesi o kadar çok seviyordu ki âdeta üzerine titriyordu. Eşim askerden döndükten sonra da ikizlerimiz oldu. Hem de biri kız biri oğlan…
Dedeleri emekli olduktan sonra sabahtan akşama kadar onlarla ilgilendi. Ama kısmetimiz İstanbul’da imiş buralara geldik. Kayınpederim arkamızdan çocuklar gibi ağlamıştı… Dedik ki: “Her bayram her tatil senin yanındayız...” Çok şükür her bayram elini öpmeye götürdük onları…
Şimdi hepsi rahmetlik oldu ama biz bu âdetimizi devam ettiriyoruz. Kakirlerine gidiyoruz...
Buradan diyorum ki: Ses çıkartamasalar da dedeler, nineler torunlarını çok özler. Bayramda onları torunsuz komayın…
H.A.-İstanbul