“Sabah annem sessizce odaya girince anladım. Enişteciğim için emri hak vaki olmuştu.”
Geçen hafta yine bugün hatıramı sizlerle paylaşmıştım. Çocukluğumda yaşadığım çocukça ama hayat boyu unutulmaz hatıramı dile getirmiştim...
Mahallemizde imkânı olan çocukların bakkaldan aldıkları holihoplarıyla oynarken bizim imrenerek onlara baktığımızı o sırada eniştemizin gelerek bizim mahzun gözlerimizi fark edip merhametli bir yürekle bizi yanına çağırmış, bizlere de holihop aldığını... Belki de o aile apartmanında ekonomik durumu en kötü olan kişiydi. Hiç lüks bir arabası ya da ankastre mutfaklı bir evi olmadı ama her bayram cebimize harçlığımızı kalbimize bir gülümsemesini yerleştirirdi.
Ve geçen bayram vefa gösterme sırası bende demiştim ve hasta yatağındaki eniştemin ziyaretine gittiğimi anlatmıştım...
Aradan bir hafta geçti. Dönmem gereken bir evim vardı. Fakat ölmek üzere olduğunu her hâlinden anladığımız için dönemiyordum. “Artık yarın dönüyorum” dedim hiç istemeyerek. Bavullarımı toplayıp yatağıma sokuldum. Gönlüm orada kalacaktı belli. Yapacak bir şey yoktu işte. Ölümün ne zaman geleceğini hiç kimse bilemez. Sabah annem sessizce odaya girince anladım. Emr-i Hak vaki olmuştu. Ziyarete giderken giyindiğim eteği, başörtüyü bu defa cenazesine giderken giyindim. Arabanın bagajına bir poşet kondu. Bembeyaz bebek çeyizi gibi tertemiz. Bir saatlik yol 10 dakika gibi geçti. Bu defa son nefesini rahat versin diye değil, kabirde sorgu meleklerine rahat cevap verebilsin diye okuyordum Kur'ân-ı kerimi...
Kapıdan içeri girince karşı odada yerde uzanmış gördüm onu. Birkaç gün önce ayak ucuna oturduğum yatak boştu. Çenesi bağlanmış. Dudakları tebessüm halinde... Son gülen iyi güler der gibi. Gözleri yarı açık, yaş 63. "Haddi aşmayayım" diye edilen duaların neticesi. Habib'inin, terk-i dünya eylediği yaş...
Duvarda asılı bir “la ilahe illallah” levhası, konsolda en son onun içtiği belli olan bardaklar, ilaçlar. Baş ucunda bir Mektubat ve Kur'an-ı kerim. Hıçkırarak ağlayan evlatlar ve 47 yıl yoldaş olmuş bir hanım. Dünyada gördüğü son sahne. Hiç beklemeden süratle yapılan cenaze hizmetleri, ılık ılık dökülen su, soğuk teneşir, kefen, tabut ve amelleri. Allahü teâlâ razı olsun, mekânı cennet olsun. O bana merhametiyle muamele etti, Allahü teâlâ da rahmetiyle muamele eylesin Mustafa eniştemize...
Rumuz: Karayel
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...