"Nişanlısı güzel olur" söylemi de bugünkü gençliğe ve değer yargılarına göre değildi..."
Babaannemin sözüydü: "Uşağım tabağında yemek bırakmayanın nişanlısı güzel olur..."
Farkına varmıştım... Ablam da ağabeyim de tabaklarında yemek bırakmıyorlardı. Ben daha çocuk olduğum için nişanlı düşünecek yaşta değildim ama ablamı ve ağabeyimi taklit ederek ben de yemeklerimi son lokmasına kadar yemeye başlamıştım...
Nice zaman öğrendik tabii... Meğer Sevgili Peygamberimizin sünneti imiş... Bir Osmanlı kadını olan babaannem mükemmel iletişim kültürüyle bize bunu yaptırmak için hoşumuza gidecek bir yöntem bulmuş...
Ben evlenip çoluk çocuğa karışınca kendi çocuklarımın da tabaklarında yemek bırakmaması gerektiğini onlara anlatmaya çalıştım. Kendim evde öyle yapıyordum ama sözüm oğluma etki etmiyordu.
"Nişanlısı güzel olur" söylemi de bugünkü gençliğe ve değer yargılarına göre değildi. Bu söylem yerine, gençliği bu düstura yönlendirecek güncel bir söylem geliştirilmesi gerekiyordu.
Ama bunu bir türlü başaramıyordum. Bir de izlediği filmlerde ya da okulda arkadaşlarıyla birlikte gittiği ortamlarda herkes tabakta yemek bırakıyordu. Oğlumun tabakta yemek bırakmayacak şekilde davranması görgüsüzlük gibi ya da kabalık olarak algılanıyordu...
"Baba üzerime gelme!" dedi bir gün... "Senin o dediklerin geçmiş zamanda kaldı. Çağın insanları için değil!"
Dondum kaldım... Sustum... Diyecek bir şey bulamadım... Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum... Ailecek bir düğün yemeğine davet edilmiştik... Yemek masamızda oğlumun çocukluğundan beri hayallerini süsleyen ve "ben de onun gibi olacağım" dediği bir kurmay üsteğmen pilot akrabamızla aynı masaya düşmüştük. Oğlum heyecandan yerinde duramıyordu:
"Baba o da gelecek mi?"
"Ne bileyim oğlum, gelir inşallah."
"Onunla birlikte fotoğraf çektirip internet sayfamda paylaşacağım!"
Gençlik işte... F-16 pilotu ile birlikte fotoğraf çektirmek... Az bir şey değildi... Oğlum bu mutluluğu o gün yaşama şansını yakaladı... Biz de pilot akrabamızla yemekte hoş dakikalar yaşadık.
Enteresan olan bir şey vardı... Hiç farkında değildim. Ama baktım benim oğlan artık tabağında son lokmaya kadar yiyor yemek bırakmıyordu... Merak ettim... Sebebini neden sonra öğrendim. Meğer o gün düğünde o pilot akrabamız tabakta yemeğini son lokmaya kadar yemiş. Zaten kendisi inançlı bir çocuktu... Bizim oğlan da hayran olduğu insan öyle yapınca çekinmeden taklit etmişti. O zaman anladım aydın ve etiket sahibi Müslümanların sorumluluğunu...
Şeref Dilsiz-Ordu